İletişim yayınlarının kurucusu Murat Belge, "Olgun bir yazarın elinden çıkmış, acemiliği, sakarlığı olmayan, olgun bir metin" demiş bu kitap için. Bana kalırsa, iç sıkıntısını eline alan kitap yazıyor.
____
Kitaptan bir alıntı:
"Şunu söylemeliyim ki ben bu kadar değildim; henüz bitmedim ama, eksildim. Yakında yalnızca suyum kalacak, ve bu yüzden bana kızılacak.
- Allah, Allah, yahni bitmiş -- kim yedi bunu?
İşte o an, başa dönebilsem; yahniden önceki tarihime -- birden bir keçi, bir sığır, bir domuz olarak, ayaklarım tabaktaki suyuma ve ekmek artıklarına batarken, yükseliversem... tüm hayalim budur.
____
92 sayfa bunun gibi metinlerle dolu.
Yorumlardan birinde, "bazı kitaplar hissedilmek içindir" denilmiş. Bu kitapta duygu da anlatılmamış ya da doğru düzgün anlatılamamış. Hissedilen tek şey iç sıkıntısı. İç sıkıntısının hissedildiği kitaplar da güzel olabilir. Mesela Zweig'in kitaplarını okurken içim patlayacak gibi olur ama okumaktan keyif de alırım, merak eder, heyecanlanırım. Bu kitapta sadece sıkıntı var ve akla gelen her şey yazılmış gibi duran metinleri okudukça sizin iç sıkıntınız da ekleniyor.
Özetle, bana göre bir kitap değildi.
Yine de; Şule Gürbüz'ün Coşkuyla Ölmek kitabını da merak ediyorum ve okuyacağım.