Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ayşe Akgün

Sabitlenmiş gönderi
sinemadan çıkmış insan
Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona birşeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. insanlarla barışık. Onun büyük işler başaracağı umulur.Ama beş-on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi, yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar.
Sayfa 24
Reklam
Simone Weil’in güzel sözleriyle:”Aynı kelimeler(örneğin bir erkeğin eşine’Seni Seviyorum,’ demesi) söyleniş biçimine bağlı olarak sıradan ya da olağanüstü olabilir.Bu söyleyiş biçimi,kişinin istemi işe karışmaksızın,sözlerin insanın ne kadar derinlerinden kopup geldiğine bağlıdır.Ve garip bir uyumla,bu sözler dinleyenin de içinde aynı derinliklere gömülür.Böylece dinleyen, eğer bir parça sevgi varsa içinde, sözlerin taşıdığı değeri sezecektir.”
Çocuk sevgisi ,” Seviyorum çünkü seviliyorum” ilkesine dayanır.Büyüklerin sevgisinin ilkesi,”Seviliyorum çünkü seviyorum “dur.Olgunlaşmamış sevginin söylediği ise “Sana ihtiyacım çünkü seni seviyorum “dur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sevgi,sevgi üreten bir güçtür.Güçsüzlük,sevgi üretemez.Bu düşünce Marx tarafından çok güzel açıklanmıştır:”İnsanı insan olarak düşünün ve onun dünya ile ilişkileri de insanca olsun, o zaman sevgiyi sadece sevgiyle, güveni güvenle vs.değiştirebilirsiniz.Eğer sanattan tat almak istiyorsanız, sanatkârca eğitilmiş olmanız gerekir.Eğer başka insanları etkilemek istiyorsanız, onlar üzerinde gerçekten uyarıcı ve geliştirici etki yapan bir kişi olmalısınız, insanlarla ve doğayla olan her ilişkiniz, sizin iradenizin nesnesi olan, gerçek bireysel yaşamınızın en net yansımadı olmalıdır.Eğer sevginiz sevgi doğurmuyorsa bu, sevginizin sevgi üretmediği anlamını taşır.Eğer seven kişi olarak yaşamınızı ortaya koyuyor ama sevilen kişi olamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür. Şanssızlıktır.
Çok şeyi olan değil,çok veren zengindir.Bir şeyi yitirmekten korkan istifçi,ne kadar çok şeyi olursa olsun,ruhbilim dilinde yoksul ve yoksun bir kişidir.Ancak kendinden bir şeyler verebilen kişi zengindir.
Reklam
Sevgi,kişiyi diğer insanlardan ayıran duvarları yıkan,onu diğerleriyle birleştiren,insanın içindeki etkin güçtür.
Hiçbir şey bilmeyen,hiçbir şeyi sevemez.Hiçbir şey yapamayan,hiçbir şey anlatamaz.Hiçbir şey anlamayan,değersizdir.Oysa anlayan kişi aynı zamanda sever,farkına varır,görür…Bir şeyin aslında ne kadar bilgi varsa,sevgi de o kadar büyük olur…Tüm yemişlerin böğürtlenlerle aynı zamanda olgunlaştığını düşleyen kişi, üzümlere ilişkin bir şey bilmiyor demektir. PARACELSUS
Ayşe  Akgün
Bir kitabı okumaya başladı
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm
8.3/10 · 18,4bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Arkada Yaylılar Çalıyor
Arkada Yaylılar ÇalıyorMelikşah Altuntaş
7.9/10 · 192 okunma
Reklam
Yaşam benden bir şey aldığında yaşamaya devam edeceğim.
Sayfa 138Kitabı okudu
“Bugün sizin yeni doğum gününleriniz! İnsanların tek bir doğum ya da ölüm tarihi olduğuna inanmıyorum. Bakmayın siz mezar taşlarındaki o rakamlara! İnsan sık sık ölür ve yeniden doğar aslında.”
Milyonlarca insan her gün Tanrı’dan bir şeyler isteyip duruyor ve sadece cennete gitmek için iyilik yapmaya çalışıyor.Nefret ediyorum bu açgözlülükten! Tiksiniyorum bu çıkarcılıktan!Tanrı’nın yerinde olsaydım, insanlara istedikleri her şeyi verir ve sonunda hepsinin delirmesini izlerdim .
Yeniden Kumdan Kale
Sene 1990, mevsimlerden yaz.Ağustos neşeyle geziyor sahillerde. Fidan,kumsala diktiği kumdan kalenin şakacı bir dalga tarafından usulca yıkılışını seyrediyor.Zerrece içerlemeden kaygısız gülümsüyor.Yaptıklarının yıkılmaması için ayak direyeceği,her şeye, hemen ve sonsuza dek sahip olmak isteyeceği yetişkinlik günleri henüz gelmedi.Tapınağını her sene baştan yapan ve sonra yıkıp üstüne yenisini kuran Uzakdoğulular gibi anın tılsımına teslim o şimdi. Çünkü sadece çocuk.Çünkü sadece şimdi var.Geçmiş muamma,yarın merak verici bir rüya,ama hepsi o kadar.Andan ötesi ya anı ya kurt masalı. Her şey şimdi ve burada.O kadar.
Sayfa 225Kitabı okudu
Ama bu gece başka…İçimden çıkmak gelmiyor.Dolunay yükseldikçe bana bir haller oluyor.Gönlümün medcezirleri coşuyor, kaçtığım bir yerlere doğru çekiliyorum.Şen meşrep bir midye gibi yosunlarla denize bağlanıyorum.İçimde fasılasız bir ses kısık ateşte fokurduyor,kal burda,kal burda,kal burda,diye üsteliyor.Denizin yüzeyinde gümüşten bir yol çizmiş, pırıl pırıl parlayan dolunaya hayranlıkla bakıyorum.
Sayfa 157Kitabı okudu
1.160 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.