Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

şule kandal

232 syf.
·
Puan vermedi
(Kısmî olarak spoiler içerir) Nietzsche’nin “Umut kötülüklerin anasıdır: İşkenceyi uzatır” sözünün roman hali. Yıllar ve yıllar boyunca beklediği Tatar ordusu muydu Drogo’nun yoksa daha anlamlı bir hayat mı? Belki gururunun belki kibrinin esiriydi. Pek çok bekleyen gibi. Birini ya da bir şeylerin olmasını beklerken geçip giden zaman gibi akıyor roman iç sıka sıka. Farklı hayatları göze alamayışımız, kendimizi kandırmalar, önceleri daha çok zamanımız var gibi hissedip sonra yitip gidenlere hüsranla bakışımız… Hayat bu. Bu kadar aslında. Bastiani kalesinin tuhaf çekiciliği umudun peşinde takılı kalmayı ve konfor alanını temsil ediyor. Tıpkı ismini hiç sevmese de değiştirmeyen pek çok insan gibi, eziyet gördüğü itilip kakıldığı evliliklerde kalmaya devam eden kadınlar, sevmediği şehirlerde istemediği işi yapan insanlar gibi. Değişimden korkan değişimin getirdiği zorlayıcı hislerle başa çıkamayıp değişimin umuduna sarılmayı yeğleyenleri anlatıyor. Ve sonunda beklenen “gelme artık neye yarar?” dediğiniz yerde geliyor. Yani yaşam/ canlılık bittiğinde…
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,3bin okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
Toplumun bir cinayeti nasıl “namus” kavramı içinde meşrulaştırdığının, buna nasıl göz göre göre izin verdiğinin (Marquez’in mükemmel anlatımıyla) özeti diyebilirim. Görülenin görülmemiş, bilinenin bilinmemiş gibi yapıldığı çünkü genel bir inanca, çıkara hizmet edildiğinin eleştirisi. En başından itibaren varlığını bildiğim bir cinayetin ayrıntılarını sürüklenerek okumak, bir yandan insanların vahşeti sevmelerine kanımın donması, bugün Türkiye’de aynı şeylerin rahatlıkla yaşanabilecek olması çok etkileyiciydi. Marquez, Yüzyıllık Yalnızlık’ın aksine azıcık sayfaya sığdırmış bir kasaba halkının tavrını, tasvirini. Kişiler arası ilişkileri, kişileri anlatış biçiminde kafa yorma gerekliliğini seviyorum. Angelo Vicario, en gizemli bulduğum roman kişisi oldu. Her ne kadar gizemli gösterilen kişi Bayardo San Roman olsa da. Angelo Vicario’yu anlatsaydı daha uzun uzun okusaydım diye düşündüm. İstemediği evliliğe karşı içsel başkaldırısı, dürüstlüğün asıl namus kavramına karşılık gelmesi gerektiğine inanarak ölümü göze almasını tabii ki çokça takdir ettim. Yıllarca Roman’a bıkmadan karşılıksız mektuplar yazması, o mektupları yazarken kendini bulması ve romanın kilidini okura açmamış olması benim için özel bir kişi olmasında yeterli oldu Hiç Marquez kitabı okumayanlar için ilk kitap seçimi olabilir…
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,1bin okunma