Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tahin Pekmez

Tahin Pekmez
@tahinpekmez
Takipleştiklerime gönderimi beğenenlere filan arada kitap,film,müzik öneririm ansızın mesaj atarsam şaşırmayın :) Ve tabi ki önerilerinize de açığım :) Psikolog buldunuz diye "sanal terapi" filan beklemeyin :)
92 okur puanı
Ekim 2016 tarihinde katıldı
Öldükten sonra gelecek üne düşkün birisi, onu ve onun ününü hatırlayacak olanların da kendisi gibi kısa süre sonra öleceğini, onlardan sonra geleceklerin de aynı akıbete uğrayacağını, hatırasının bu şekilde parlayıp sönerek birinden öbürüne geçerken sonunda tamamen yok olacağını tahayyül etmez. Haydi hatıran ve hatıranı yaşatacaklar ölümsüz diye lim, bundan sana ne? Övgü ölünün ne işine yarar? Hatta bazı durumlar haricinde yaşayanların ne işine yarar? Öldüğünde başkalarının senin hakkında söyleyeceklerini dert etmekten, doğanın sana şimdi bahşettiklerini umursamıyorsun.
Sayfa 32 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
İnsanlar kır evlerinde, deniz kenarlarında ve dağlarda inzivaya çekilecek yer arar; sen de buna şiddetli bir özlem duyuyorsun. Fakat bu özlem çok cahilcedir. Eğer inzivaya çekilme isteği duyuyorsan, gayet mümkün ve basittir bu: insan dilediği zaman kendi içinde inzivaya çekilebilir. Üstelik insan inzivaya çekilmek için kendi içinden, kendi ruhundan daha huzurlu, daha sakin hiçbir yer bulamaz, özellikle de kendinde inzivaya çekildiğinde ona huzur verecek şeylere sahipse.
Sayfa 29 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Üç bin yıl ya da bunun binlerce katı fazlasını yaşa-yacak olsan da hiç kimsenin hâlihazırda sürdürdüğü hayat-tan başka bir hayatı kaybetmediğini ve kaybetmekte olduğu hayattan başka bir hayat yaşamadığını unutma. Bu yüzden hayatın en kısası da en uzunu da aynı kapıya çıkar. Çünkü şimdiki zaman herkes için aynıdır ve yitip giden sadece bir andır. Herhangi biri ne geçmişi ne de geleceği yitirmemiştir. Birinin sahip olmadığı şeyi, herhangi birisi nasıl söküp alabilir ondan? Bu yüzden şu iki şeyin unutulmaması gerekir: İlki, ezelden beri her şey aynıdır, hep aynı döngülerdir tekrarlanan ve hiçbiri farklı değildir; herhangi biri, yüz ya da iki yüzyılda, ya da sonsuzlukta hep aynı şeyleri görür. İkincisi, bir kişi çok uzun yaşasa da çok kısa yaşasa da aynı şeyi yitirir. Bu da şimdiki zamandır ve insan sadece bundan mahrum olabilir; nihayetinde insan yalnızca buna sahiptir ve hiç kimse sahip olmadığı şeyi yitiremez.
Sayfa 17 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Arzu yüzünden yapılan hataların, öfke yüzünden yapılanlardan daha ağır olduğunu söyler. Çünkü öfkelenen birisi üzüntüyle ve bilinçsiz bir vicdan azabıyla düşünceden sapmış görünür. Fakat arzular yüzünden yanlış yola sapan birisi, yaptığı hatalarda zevk ve tutkunun kölesi olmuş, daha iradesiz ve daha kadınsı biri gibi görünür. Öyleyse Theophrastos felsefeye layık bir şekilde, arzu yüzünden hata yapmanın, üzüntüyle hata yapmaktan daha mühim olduğunu söylerken haklıydı. Sonuçta üzüntüyle hata yapan, ilk olarak haksızlığa uğramış ve üzüntüsünden öfkelenmeye mecbur bırakılmış biri gibi görünür. Fakat arzu tarafından yönetilen biri, dürtüsünden dolayı kötülük yapmaya sürüklenmiş birisidir.
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Bundan böyle yaşamı her an sona erecek biri gibi düşünmeli, konuşmalı ve her işini öyle yapmalısın. İnsanlardan uzaklaşmak eğer tanrılar varsa ürkütücü değil çünkü onlar seni kötü bir şeye sürüklemez. Ama eğer tanrılar yoksa ya da insanları umursamıyorlarsa, tanrılardan ve ihtiyattan yoksun düzende yaşamak benim ne işime yarar?
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Ne güzel bir uygulamaydın eskiden 1000 kitap. 2016 yılında kullanmıştım ilk defa. Uygulama bile yoktu, sadece siteydi. Şimdi çok bozmuş eski tadı yok. Yolda Yılda bir giriyorum neredeyse...
Önemli iki farklı tablo vardır. İnsanın ilişki kurduğu nesnesi ve onunla kurduğu özdeşimi ile birlikte ona yaptığı enerji yatırımının (libidosu), kaybı durumunda ne olduğunu anlatır. Dış dünyadan ilginin kesilmesi, başka bir nesneye yönelememe hali, gündelik hayattan uzaklaşmalar olur. Giden nesnenin gelmeyeceğine dair gelişen farkındalık ile, ona yapılan enerji yatırımına son verildiği noktada yas süreci de tamamlanmış olur. Bu enerji yatırımı artık kendine döner. Gündelik hayata dönüşle birlikte başka bir nesneye yönelebilir. Burada önemli nokta, nesne ile sağlıklı ilişkinin kurulmuş olması, ondan yansıtan kendisi ile ilgili; değerli olma ve yaşama hakkına sahip olma şeklinde kendini değerli kılacak donanımları kazanmış olmasıdır. Bu nesnenin kaybı durumunda, ondan kazanılan bu sermaye, kişiyi hayata karşı güçlü kılar. Böylece yas süreci tamamlanır. Bir anlamda yasını tutacağın nesnelerin oldu ise, sen güçlüsündür. İçindeki merdiven düştüğün kuyudan seni yeniden yeryüzüne çıkaracaktır. Hayat daha iyiye ve güzele doğru devam etmeye başlayacaktır. Melankoli tablosu, yas tepkisinden farklıdır. Hayatına giren nesneler ile temas, alış-veriş yapacak kadar güçlü olmadığında, nesnesi tarafından, kendisinin değerli olduğuna vemutlak yaşama hakkına sahip olduğuna dair geribildirimli besleyici bilgiler gelmediğinde, nesnenin gölgesi öznenin üzerine düşer.
Serpil Yandı Vargel
• Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, ölümün bilgisi bilinçdışında var olamaz. İnsan ölümle düşünsel olarak değil, bir olgu olarak karşılaşır; bir insanın ölümüyle. • Annesi evde olmayan bir çocuğa birazdan annesinin geleceğinin söylenmesi onu yatıştırabilir, çocuk anne gelene kadar annenin hayali ile avunabilir. Oysa aynı çocuğa annesinin asla geri dönmeyecdği söylediğinde yoğun bir duygusal yanıt ortaya çıkar. Artış yokluğa dair her hatırlama, merhaba her canlandırma yatıştırıcı olma şansını yitirir ;aksine bu anı izleri can yakıcı bir özellik kazanır. • Levinas, Heidegger'in ölüm kaygıları içerisinde olan bireyine karşı çıkar. Levinas'a göre de ölüm anlaşılamayacak, deneyimlenemeyecek olandır. Anlaşılmaz olanın ancak öyküsünün yazılması gerekir, ölü her kim olursa olsun suçsuzdur, ölü olduğu için ve geride kalanları doğru bir merasim için sorumlu kılar. Aile devletten daha eski ve daha aşkın bir kavramdır. Topluluk ihtiyaçları üzerinden kurulabilen bir etik, bireysel olanla, psikolojik hatta biyolojik olanla çelişebilir.
İshak Sayğılı
Yaşam içinde yasını tutabileceğimiz değerlerimiz oldu ise, ne mutlu bize diye düşünüyorum. Mirasları bizdedir. Kayıp anı ile yüz yüze kalmak dayanılmaz acılar içinde biraksa da, yaslarını tutacak kadar hayatlarımızda var olmuş olmaları bizi yaşama hazırlar. Kayıp anında yaşadığımız, hiç geçmeyecek sandığımız derin acılar, kendine özgü sürede
Serpil Yandı Vargel
İkidebir öksüren zayıf ihtiyar, -Allah Allah... Dedi. Ne hikmettir bilmem ki, bu makama gelenler aklını oynatıyor. Şişman, - Bu makama gelenler değil, bu makama getirdiklerimiz diye sözü düzeltti. Genç olanı, - Makamın ne kabahati var? Dedi. Anlaşılan bunlar aslında hep deli, ama delilik yapmaya fırsat bulamıyorlar. Biz başımıza geçirince fırsat bu fırsat diye işi azıtıyorlar
Sayfa 26 - Adam Yayınları
Reklam
Benden size bir baba öğüdü. Siz, siz olun sakın çocuğunuzu memur yapmayın. İster şoför olsun, ister berber... Yeter ki bir zanaatı altın bir bileziği olsun
Sayfa 11 - Adam Yayınları
KUŞ SADECE BİR KUŞTU
Kuş küçücüktü Kuş düşünmüyordu Kuş gazete okumuyordu Kuşun borcu yoktu Kuş insanları tanımıyordu Kuş havada Tehlike ışıklarının üstünde Bihaberliğin irtifasında uçuyordu Ve mavi anları çılgınca deniyordu Kuş, ah, sadece bir kuştu
Sayfa 263 - Yapı Kredi Yayınları
Tanrılık
Tanrı olsaydım eğer ey Tanrım benim korkumdan bir gölge kazınmazdı kalplere Cehennem tehdidinde bulunmazdım asilere
Sayfa 162 - Yapı Kredi Yayınları
SENİN İÇİN BİR ŞİİR
İffetsiz damgası yiyen bendim Haksız kınamalara gülüp geçen bendim Kendi varlığımın sesi olmaya yeltendim Gel gör ki kadındım
Sayfa 167
364 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.