Kitabı 23:32 de gece yarısına doğru bitirdim. Enver Paşa'nın doğumundan ölümüne uzanan çizgide neler yaşadığına azda olsa şahitlik ettim. Kitabı değerlendirecek olursak genel olarak beğendim. Dili gayet güzel ve akıcı. Murat Bardakçı'yı diğer tarih yazarlarından ayıran noktada budur zaten. Bende tuhaf hisler bırakan kitaptan ziyade Enver Paşa'nın hayatı. İdealist bir askerin Dünya Harbini kaybettikden sonra sürgünü, ailesiyle az da olsa görüşmeleri, başarılı olmak İslam halklarını emperyalistlerden kurtarmak için verdiği mücadeleden asla vazgeçmemesi ve en önemlisi Naciye Sultan'ın karşısına zafer kazanmış bir asker olarak çıkma isteği. Tüm bunlar 4 Ağustos 1922'de bir Rus kurşunu ile sona erdi.
Enver Paşa hakkındaki düşüncelerimi de belirtmek isterim. İdealist, vatansever, dindar, turancı değil tam aksine islamcı bir şahsiyet ve içinde olan başarma arzusunun bir devlete ve Türk milletine 1914 ve1918 arasında yaşattıkları. Tuhaf olan ve belirtmek istediğim son nokta İttihat ve Terakki'yi iktidara getiren Enver ve yol arkadaşları iktidara gelirken ülkeye zarar verdiğini söyledikleri tek adam vb. ne varsa hepsinden daha fazlası oldular. İşin garip yanıda bu herhalde. (Gazetelere uygulanan sansürler, idamlar, sürgünler...)
Ve 1 Kasım 1918'de ayrıldığı İstanbul'a 78 sene sonra dönebildi.