Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Her şeyin ilacı daima tuzlu sudur: Ter, gözyaşı yahut deniz.” Karen Blixen
Ter dökmeden buğday alınmaz! Ekmeğin hamuru terle yoğrulur. Ne var ki ekmeği yiyenler bunu bilmiyor, düşünmüyor.
Reklam
seninle çoktandır böyle sevişmişliğimiz yoktu omuzlarıma tırnaklarınla yazıldı buluşmamızın kısa tarihi zamanın dışında hoyrat bir yıldız yılındaydık saçlarım ter, göğüslerinde acıbadem kokusu İsmail Mert Başat
Talat Paşa'nın ölümü üzerine yazılan şiir.
Alnındaki ter, bir vatanın döktüğü terken, Nabzındaki kan belki de bir nesle yeterken, En sonra, şu bir torba kemik sen misin? Anlat! Biz dipdiri verdik seni bir devlete Tâl'at! Takriben adamlık sana yetmezdi, tamamdın, Sen kitle adam, millet adam, bayrak adamdın. En sevdiğin insan senin, en çıplak olandı; Şanlar, senin ölçünle palavraydı, yalandı. İnsanların insanlara verdikleri şanlar, Göğsünde kalır, kalbine girmezdi nişanlar. Asla derileşmezdi vezir esvabı sende, Sen zorla büyüktün, ne kadar istemesen de... En sonra eğildinse de kurşunla eğildin, Altınlar akarken de züğürt ölmeyi bildin. Neymiş sana heykel? Ne demekmiş sana türbe? Arkanda kalan tertemiz ismin yetişir be! Midhat Cemal KUNTAY
gidelim diyorum. gidelim diyorsun. sermayemiz hayal. insan yaşlanınca bir yere gidemez değil mi çocuklara başka bir kader, bize bir gelecek masalı tam su yüzüne çıktık, dünya kalbimizin hizasında sen hak ettin bu mucizeyi, diyorum, ağzım kan ter içinde gözlerin biliyor her şeyi, gözlerin bir yaşama çığlığı ölüyorsun...
Sayfa 31
“Her şeyin ilacı daima tuzlu sudur: Ter, gözyaşı yahut deniz.”
Reklam
Güneşin altında iyice ısınmış minik ateş topunu ter içindeki göğsüme bastırıp mahallenin yolunu tuttum. Evimizdeydik. “Ben canımı sokakta bulmadım” derler ya, ben canımı sokakta bulmuştum.
Gitgide daha kuvvetlenen keskin bir gübre kokusu beni daha çok buraya yaklaştırdı. Köy yaşayan, çalışan bir mahluktur ve bu koku onun ter kokusudur. Dünyada hiçbir koku beni bu kadar saramamış, kafamdan birbiri arkasına bu kadar çok hatıralar yuvarlayıp geçirememiştir.
Mükemmelliğin Şiirle İfade Buluşu
Ufukta titrek ışığı giderek solgunlaşan yıldıza doğru baktı Karanlıkta adım adım ilerlemeye çalıştı ona doğru... Koşarak,uçarak ona sesleniyordu:Altın yıldız! Kardeşim!Bekle beni!Geliyorum!Ölme henüz! Beni yalnız bırakma... Yıldız şimdi yalnızca bir pırıltı idi... Pırıltı Şimdi kızıl bir noktaydı karanlık uçurumun derinliklerinde Yıldızın daha canlı parlaması için Ona doğru üfledi,nasıl akkor halindeki kömüre üflenirse, Ve kızgın burun deliklerinden yalım yalım fışkırdı ıstırabı. Tam onbin yıl ona doğru uçtu.Onbin yıl, Solgun boynunu ve çılgın parmaklarını ona doğru uzatarak Dinlenecek tek bir yer bulmaksızın uçtu. Kimi zaman yıldızın ışığı söner gibi olduğunda Mezarın dehşeti karanlık meleği titretiyordu korkudan. Yıldıza yaklaştığında, İblis,büyük bir çaba sarfeden bir yüzücü gibi, İleri doğru uzatıyordu çıplak ve pençeli kanatlarını; Bitkin bir hayalet, Nefes nefese,yıpranmış,tükenmiş,kan ter içinde, Karanlığın derin uçurumunun kıyısında yığılıverdi... Neredeyse kaybolmuştu yıldız.Karanlık melek öylesine bitkindi ki, Sesi,soluğu kesilmişti iyice, Ve yıldız hızla siliniyordu acı dolu bakışlarının ötesinde... Ve yıldız söndü.
"Görünürde her zaman gülümsüyor olsam da içeride çaresiz bir mücadeleyle debeleniyordum, bir ipte yürüyordum, ter içindeydim, onları eğlendirdikçe felaket ihtimali her an yaklaşıyordu."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.