jane austen’ın yayınlanan ilk kitabı Akıl ve Tutku’da, yine zıt özelliklere sahip karakterler başroldeydi. 19 yaşındaki Elinor kalbinden çok mantığının sesini dinlerken, kız kardeşi 17 yaşındaki Marianne kalbinin sesini dinleyen bir karaktere sahip. Kitap klasik olarak kızların aşk hayatları, gizli nişanlar ve patavatsız akrabalarla dolu. Açıkçası bu kitabı yazarın diğer kitapları kadar çok sevmedim çünkü içindeki aşk, dostluk ve aile ilişkileri bana diğer kitaplarında olduğu kadar geçmedi. Elinor her ne kadar aklının sesini dinleyen ve ona göre hareket eden bir karakter olarak yazılsa da davranışları bu şekilde değildi. Diğer insanlar önyargılı ya da coşkulu davrandığı zamanlar onları eleştiren ve ukalaca konuşurken iş kendisiyle alakalı konulara gelince onlardan farklı davranmadı. Edward ve Lucy konusunda çok küstah ve sinsi davrandı. Marianne’ e gelecek olursak, ablasından daha çok sevdim. Aşka olan inancını ve umudunu kaybetmemesi beni etkiledi ve neyse ki sonunda doğru kararı verdi. kitabın sonlarına doğru Marianne’ e çok az yer verildi, hatta Edward’ın abisinin aşk hayatı daha çok anlatılmıştı ve buna çok anlam veremedim. Albay, yazarın yazmayı sevdiği sadık ve güvenilir aşık rolündeydi ve en sevdiğim karakter oldu.
kitabı okuması zordu çünkü cümleler çok uzun ve karışıktı, bazı yerleri anlamak için 2 3 kere okumak zorunda kaldım. jane austen en sevdiğim yazarlardan ve bu kitabıyla da bunu doğruladı.
