“Üyelerinden her birinin canını, malını bütün ortak güçle savunup koruyan öyle bir toplum biçimi bulmalı ki, orada her insan hem herkesle birleştiği halde yine kendi buyruğunda kalsın, hem de eskisi kadar özgür olsun.” İşte, toplum sözleşmesinin çözüm yolunu bulduğu ana sorun budur.
Aileye politik toplumların ilk örneği diyebiliriz: Bu toplumlarda baş bir baba, halk da çocuklar gibidir; hepsi de eşit ve özgür doğdukları için, özgürlüklerinden ancak çıkarları uğrunda vazgeçerler. Aradaki bütün ayrılık şudur: Ailede babanın çocuklarına olan sevgisi onlara gösterdiği özeni karşılar; devletteyse, devlet başkanının kendi halkına beslemediği bu sevginin yerini hükmetmek zevki alır.
Genel istemin kesin bir kararından söz etmek gülünç olur; çünkü böyle bir karar, olsa olsa taraflardan birinin kararı olabilir ve bu yüzden, öbür taraf için bu, yabancı ve özel bir istemden başka bir şey değildir.