Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tunahan Günes

Tunahan Günes
@tunahangunes
"Kendini hak ile meşgul etmezsen, bâtıl seni işgal eder" İmâm-ı Şâfiî Ocak 2018'den itibaren okuduğum kitaplarım.
Bir şeyin değeri, o şey olmadığında ortaya çıkan zarar veya zorluklara bakılarak ölçülebilir.
Sayfa 40 - Abdullah UçarKitabı okudu
Reklam
Âlem tekvini (yaratılışa ait) bir ayet, Kur'an ise tenzili (vahyin indirilişi şeklinde) bir ayettir.
Sayfa 46 - Soner DumanKitabı okudu
Dünya bir tiyatrodur; kimi çöpçü, kimi reis-i cumhur rolü oynar. Ve günün sonunda rolünü en iyi yapan alkışlanır.
Sayfa 55 - S. Bilgehan ErenKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre...
Amerika'da yapılan bir araştırmaya gönderme yapılmış olması "bilim kilisesi"nin tartışılmaz nasslarına sarıldığımız anlamına gelir. Artık o veriler tartışılır olmaktan çıkmıştır.
Sayfa 170 - Büyüyen AyKitabı okudu
Osmanlı ne demektir?
"Buradan bine yakın Türk göç etti. Ama gidenlerden sadece bir kişi Osmanlı'ydı." Bunun üzerine, hem bin kişinin Türk olduğunu, hem de bunlardan sadece birine Osmanlı demesinin ne anlama geldiğini sordum. Yaşlı Bulgar: "Osmanlı demek; bilgili, görgülü, efendi, adap-erkan bilen insan demektir" deyince ne demek istediğini anladım.
Sayfa 64 - Büyüyen AyKitabı okudu
Reklam
Toplumumuzda yirmi yaşındaki bir gencin bakirliğiyle alay edilmesi ve erkekliği konusunda ispat gibi görülmesi ne acıdır. Gerçek güç gösterisi, gerçek enerji, kendini kontrol etmek ve iradesine hakim olmak değil midir? Gerçek erkeklik budur başka bir şey değil; kendine hakim olmaktır. Dindeki kendine hakim olmanın cinsel kontrolden geçtiği fikrine katılıyorum. Bu gayretle tüm arzulardan kurtulmak mümkün olabilir.
Ediz YayıneviKitabı okudu
Nefsini bırak!
Uçmak ne ki, yerde leş arıyorsa gözler! İşte akbabalar da uçuyor gökte kara lekeler bırakarak. Var mı uçabilen kalbinin üstünde! Tayy-ı mekân edene itibar ediyorlar, ne tuhaf! Ya su üstünde yürüyenlere ne demeli; balıkları denizde yürütmüyor mu Allah! Var mı yürüyebilen kalbinin üzerinde! Ah kolay mı O'na ulaşmak! 1200 sene önce bir derviş aşkın yağdığı bir sahrada soruyor Rabbine: -"Nasıl ulaşırım sana!" Cevap bir mızrak gibi saplanıyor göğsüne: -"Nefsini bırak!"
Lüzumsuz işlerle uğraşmaktan sakın ! Sana düşmanlığı olan kimselerden uzak dur. Emin ve mütedeyyin olan kimselere hiç bir şey denk olmayacağından, bunlar müstesna olmak üzere dostundan da kendini koru. Fâsık olan kimsenin fısk ve fücuru bulaşıcıdır. Fâsıklarla arkadaşlık etmekten ve onlara sırrını açmaktan sakın. Bütün işlerinde kalpleri Allah korkusu ile dolu olan salih kişilerle istişare et.
Peygamber Efendimiz'in Hira Dağı'nda yalnız kalması çok çarpıcı bir misal. Bizim Hira'mız var mı? Bırakalım Hira'yı, sessiz kalma, konuşmama özgürlüğümüz var mı?Biraz yalnız vakit geçirsek konuşmamızı azaltsak hemen problemli insan muamelesi görüyoruz.
Sayfa 31 - Erkam Yayın A.ŞKitabı okudu
“Okların yaraları onulur, iyileşir ama dilin açtığı yara iyileşmez” [Hz. Ali (kv)]
Sayfa 244 - Erkam Yayınevi, 21. Cilt
Reklam
Cimri ve Cömert kimdir?
Cimri, kendisinde bir şey bırakmasa, her şeyini verse bile, vermenin kendisine ağır geldiği kimsedir. Cömert, hiç bir şey vermese bile, vermenin kendisine kolay geldiği kimsedir.
Sanki günden güne eriyoruz, inceliyoruz, ağırlığımız azalıyor. Böyle olacağını söylemişlerdi bana. İşte, söylenenler oluyor şimdi, kimi zaman yüreğimin üstünde batmanlarca ağırlığında bir yük, kimileyin de kuş gibiyim. Hadi bana uç de anne. Uçmak istiyorum.
ePub, İz YayıncılıkKitabı okudu
Ve şimdi, öyle düşünüyorum ki, tecrübe denilen şey, insanın hayatında yer etmiş hayal kırıklıklarının toplamıdır.
İz YayıncılıkKitabı okudu
Arapların tabibi olarak bilinen Haris ibn Kelede der ki:
Perhiz tedavinin başı, mide ise hastalıkların evidir. Sizler vücuda alışık olduğu şeyi veriniz.
Sayfa 55
Tamah ve hırsa uyup nefs ile makhûr olma, Rahatın boşunadır, nam-ı meşhur olma. Sohbet-i arif-i billaha eriş, dûr olma. Saltanat-ı mesned-i dünya ile mağrur olma!
Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
Dilimize yerleşmekte olan din adamı sözü artık hemen herkes tarafından yadırganmadan kullanılabilmektedir. Müslümanlar tarafından böyle bir tamlamanın artık yadırganmadan kullanılabilmesi, göründüğünden ve sanıldığından çok daha önemli bir anlamın göstergesi olmalıdır. Bu sözler, Müslümanların farkında olmadan bir başka kültürün diliyle konuşmaya başladıklarının, kendi terimleri yerine bir başka kültürün terimlerini ikame ettiklerinin göstergesidir.
Sayfa 98 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
....hakkını vererek yaşayan bir Müslüman için ibadet olmayan, ibadet hükmüne geçmeyen bir davranış var mıdır?
Sayfa 32 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Gerçi insanoğlu oldu bitti, yarınını güven altına alınmış görmek ister.
Sayfa 32 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Aslında Batı için mesele olan şey geri kalmış diye baktığı ülkelerin derdine derman olmak değil, fakat sömürü düzeninin sürdürülme imkanlarını “bilimsel bir tabana” oturtma endişesi ve gayretidir.
Sayfa 25 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Melâl içindesin. Yoksul olduğunu düşünüyorsun. Ne ki senden alınmıştır, o senin hayrınadır. İçindeki yoksulluğu hissediyor musun? İşte senin için en hayırlı vakit. Unutma, ihtiyaç mütemadidir.
Sayfa 18 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Ölüme ağlama. Kalbe bak. Hata ve isyan ile pişman, ibadet ve taat ile neşveli değilsen zaten ölüsün.
Sayfa 17 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Taleb şan değildir. Razı ol, şan da senin, nam da senin. Varlığını bilinmezlik toprağına göm. Gömülmeyen şey nabit olmaz.
Sayfa 17 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sıkıntının yararı olur mu?
Bazı psikologlar, iyi kanalize edilirse sıkıntının yararından da söz ediyorlar. Zira sıkıntı, elbette ayrılıklardan gelen sıkıntı, içinde bir özlemi, yani ayrı kalınana doğru bir hareketi, bir enerjiyi de barındırıyor. Hah, işte bunu iyi kullanabilirsek bir güç kaynağı bulduk demektir.
Sayfa 236 - Beyan YayınlarıKitabı okudu