Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk ordusu! Sana bir şey söylemek isterim. Sana düşündüğünü söyleyecek olanın kim olduğunu bilmelisin...Türk ordusu sen bütün dünya ordularının önündesin ...sana büyük Türk ordusuna diyorum ki bunca uyutucu, bunca avutucu, bunca göz kamaştırıcı görünüşlere gözlerimizi aldırmaksızın silahlarımızı sıkı tutalım. Silahlarımızı büyük Türk ulusunu ezmek isteyenlerin gözlerine gezleyelim. Bunda amaç düşman olsun. Bu amaca giden kurşun Türk 'ün ülkü kurşunudur. Türk ordusu, ulusun ülküsüne kurban vermiş, kurban veren kahraman Türk ordusu ben sana söyledim, gidiş yolunu sana gösteriyorum,ülkü yönünü. Yürü. Türk ordusu buyruğum budur.
Sayfa 246 - İnkılapKitabı okudu
Ordu, Türk Ordusu. İşte bütün milletin göğsünü itimat, gurur duygularıyla kabartan şanlı ad.
Reklam
26 Ağustos sabahı Mustafa Kemal Paşa'nın komutanlığında Büyük Taarruz başladı. 30 Ağustos günü Başkumandanlık Meydan Savaş'nda Yunan ordusunun ana kuvvetleri yok edildi. Yunan askeri adım adım geri çekilmeye başladı. 9 Eylül sabahı Türk ordusu İzmir'deydi. Yunanlıların Küçük Asya seferi hezimetle sonuçlanmıştı. Zafer Türklerindi.
Yunan komutan Ioannis Metaksas:
“Oraya çıkmayın, iki günde Türk ordusu karşınıza çıkar, sizi mahveder” demişti, dediği gibi oldu.
Sayfa 224Kitabı okudu
Türk Romanının Sorunu kişiliktir. İnsanımızın kişilik kazanma savaşının önemini henüz kavramamış olmasıdır. Kendisiyle hesaplaşma diye bir kavramın varlığından habersiz oluşundandır. Bunun için romanımız düzmecedir. Diyalektik gibi gerçekten büyük kavramların gerisine sığınan cüceler ordusu oluşundandır. Köylünün sefil yaşayışı olgusu büyük roman yazmayı gerektirmez. Buna benzer sözler söyleyenlerin de aslında sözlerinin anlamını kavramamaları da daha acıklı bir durumdur. Halka büyük doğrular adına yalan söylemekten kurtulamamaktır sorunlardan biri. Kültürsüzlüktür. Ve en önemlisi ne kendini ne gerçeği sezememektir. Sezgisizliktir. Duyarsızlıktır. Kültür kopukluğudur. Kendilerinden yirmi yıl önce yaşamış bir romancıdan yirmi yıl ilerde olduğunu düşünme yanılgısıdır. Kötü romanları, büyük sözlerle yutturucağını sanma yanılgısıdır. Bir iki toplumsal gerçeği bir yerden duyan insanın başka şeyleri duyamamasından ileri gelen bir cahillik coşkunluğudur. Bir edebiyat çetesine yaslanmanın verdiği rahatlıkla yıllar boyunca bir arpa boyu ilerleyememenin zavallılığıdır. Derinlikten, derinliğe ilerlemekten korkmanın böcekçe korkusudur. Havuz edebiyatıdır. Yüzeyde çırpınmanın verdiği korkunun edebiyat heyecanı sanılmasıdır, böcek yanılgısıdır. Öyle bir çıkmazdır ki düzenden yana olanın da, düzene karşı olanın da aynı sularda çırpınmasıdır. Haksız olana karşı çıkanın da haksız olduğu bir ortamdır. Bunları yazmanın da bir yararı yoktur aslında.
Sayfa 226 - İletişim Yayınları (e-kitap)Kitabı okudu
‘Zamanı gelince Osmanlı değil, Türk ordusu, Türk milletinin bağımsızlığını kurtaracaktır.’
Reklam
Türk ordusu 10 Eylül'de başlattığı karşı taarruzla, Polatlı yakınlarına kadar ilerleyen Yunan askerini durdurmayı başardı. Yunan ordusu çekilmek zorunda kalmıştı. Öyle ki, 13 Eylül'e kadar Sakarya Nehri'nin doğusunda tek bir Yunan askeri kalmadı. Yunanlılar Ankara'nın elli kilometre kadar yakınına gelmişken amaçlarına ulaşamamışlardı.
Çok güzel bir şiirsin.
Aşık Mevlüde Bacımızın aşağıdaki şiirini Zülfü Livaneli plağa okumuştur: Şarkışla' ya düşürmesin, Allah sevdiği kulunu, Gemerek'te çevirmişler, Deniz Gezmiş'in yolunu. Gece Elmalı'da kalmış, Hamamcı Ali'yi sormuş,
Sayfa 46 - Berfin YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.