Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Türkan'ın Kitaplığı
Türkan'ın Kitaplığı
@turkanin_kitapligi
228 okur puanı
Nisan 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Julia Roma da bir antikacı da Incendio adlı bir beste görür ve kendisi için bunu alır. Evine döndükten bir süre sonra bu parçayı çalmaya başlar ve inanamıyacağı birşey olur . Kızları kedilerini birçok kez bıçaklayarak öldürür. İkinci çalışında kızı tarafından ayağına cam saplanır.
Bunların sonucunda Julia kızlarına ne olduğunu anlayamaz ve araştırmaya sorgulamaya başlar. Bu bestenin neden kızına bunu yaptığını bilemez. Bestenin sırrı gizemi nedir bunu bulmak için çabalar.
Bu durumu eşine yada çevresindeki birine anlattığında kimsenin ona inanmadığını görür ve bestenin sahibinin peşine düşer.
Julia bu yolculuğun sonunda bestenin gizemini çözebilecek midir?
Kızını bu durumdan kurtarabilecek midir?
Hepsi kitapta sizi bekliyor.
.
.
Kitabı gerçek anlamda çok beğendim. Farklı bir tat vardı kitapta. Hem merak ediyorsunuz hem üzülüyorsunuz. Özellikle kitabın son kısımlarını okurken zorlandım diyebilirim. Yahudilerin yaşadıkları içinizi acıtıyor ve bunların gerçekten yaşandığını bilmek bu nasıl bir insanlık demekten alıkoyamıyor bizleri. Sizlere tek diyeceğim okuyun.
Kitap gerçek bir hayat hikayesinden esinlenerek yazılmış. Okurken etkilenmemek mümkün değil. Her gün televizyonlardan seyrettiğimiz, gazetelerden okuduğumuz ve sosyal medya da sıkça karşılaştığımız bir konu. Kadın cinayeti !
Arzu katilini tanıyor ve ihaneti en içinde hissediyor. Arzu'nun hayalleri , umutları , yapacakları hepsi katili yüzünden son buluyor. Bu yolda yaşadıklarını ve hissettiklerine şahit oluyorsunuz okurken.
Yazarın yapmaya çalıştığı şeyi gerçekten taktir ediyorum. Çünkü bunların en aza inebilmesi için bir destek veriyor aslında. Arzu Hemşire ile bize mesajlar veriyor. Onlarında bir hayatının olduğunu, mutluluklarını, hüzünlerini, acılarını sunuyor önümüze. Sizlerin bunu almaya hakkınız yok diyor. Kitabin arkasında da tek bir soru yöneltiyor hepimize
"Temennim, bir daha böyle cinayetlerin işlenmemesini , kadın ve kızlarımızın bu fani dünyada zorluklar, acılar çekmeden yaşama hakkı, zalimlerden ve zulmedenlerin elinden alınıp gerçek sahibine verilmesi. Sizce çok şey mi istiyorum?"
Bay Kinney son sınıf öğrencilerinden mezun olmadan önce bir günlük yazmalarını ister. Bu günlükleri hiç okumadan paketleyip saklar ve on yıl sonra bu kişilerin adreslerine gönderir.
Bu yıl bu günlükleri gönderme görevini de Parker adli bir kıza verir. Parker günlükleri ait oldukları kişilere göndermek için adresleri ayarlamaktadır. Günlüklerden biri çok dikkatini çeker. Çünkü günlüğün sahibi kasaba da efsaneleşmiş bir şekilde hayatını kaybeden Julianna' ya aittir. Parker günlüğü ne yapacağına karar veremez . En sonunda dayanamayarak günlüğü yanına alır ve okumaya başlar . Günlükte karşılaştığı şeyler hiç beklemediği şeylerdir. Ama aklını kurcalayan tek konu acaba Julianna hayatta olabilir mi ? Eeee peki hayatta ise neden kendini ölü gibi göstermeye çalışıyordur? Günlüğü okuduktan sonra Parker in hayatı ne şekilde değişime uğrar?
.
. Bunların cevapları kitabın içinde. Sadece size okuması kalıyor. Okuyacaklara keyifli okumalar dilerim
.
Okur Takip Önerileri
Enke 15 yaşına girdiği gün annesinin ve babasının gerçek anne ile babası olmadığını öğrenir. Ailesi bunu Enke ye söylemek zorunda kalır çünkü onu bırakan gerçek babası onlara bir mektup gönderir. Enke babasının onu almaya geleceğini ve onun bu hayata bir amaç için geldiğini öğrenir. Babası yani Finn onu almaya geldiğinde herşeyi anlatır ve onu yaşadığı kuleye götürür. Bu kalenin özelliği aklınıza gelemeyecek bir çok kötü canavarın hapis edildiği yerdir. Enke nin görevi bu canavarları orada tutmak ve hiçbir insanı konağa yaklaştırmamak. Peki canavarlar kaçarsa yada insanlar kaleye girmeye çalışırsa neler olur? Hımmm. Bunun cevabını kesinlikle vermeyeceğim tabiki size Okuyup öğreneceksiniz
.
.
Kitaba çok büyük bir beklenti ile başlamıştım. Çünkü okuma grubumuzda ki herkes kitabı çok beğenmişti. Üzerine birde kitabın önsözünde @pskdangizemkolcak " Ben olsam bu hikâyeyi bir animasyona da dönüştürürdüm." dedikten sonra tamamen merak etmiş oldum. Asıl sorunun cevabı beklentimi karşıladımı? Kesinlikle evet derim.
Ben normalde fantastik kitapları seri halinde uzun uzun okumayı severim ama kitap bu konuda da beni yanılttı.Bana gayet yeterli geldi Devamını istiyorum tabiki o ayrı bir konu
Fantastik kitap okumak isteyip hangi kitapla giriş yapmalıyım derseniz kesinlikle tercih edebilirsiniz .
Bugün sizlere muhteşem ötesi bir kitapla geldim. Bu kitaba ne desem az kalacak gibi hissediyorum.
.
.
Petrol şirketlerinin en güçlü olanının başına büyük babası tarafından getirilmek istenen Emma. Bu şirketin en önemli ismi yani CEO su Daniel. Emma' nın şirketi yönetebilmesi için Daniel' in yanında tecrübe kazanması gerekir. Tabiki Daniel ve Emma arasında kıvılcımlar çakmaya başlar. Peki bu güç savaşları arasında ikisinin karşı cepheler de yer alması gerekirse neler olur. Bu kısmı tabiki söylemeyeceğim siz okuyunca öğreneceksiniz.
.
.
Bu evde kaldığımız günlerde kesinlikle okuyabileceğiniz ve ilk sayfasından itibaren kendinizi tamamen içine kaptıracağınız bir kitap. Bir sayfa bir sayfa daha derken kesinlikle elinizden bırakamayacaksınız. Kitap bitince hem çok mutlu oldum hem çok üzüldüm. Sevinmemin sebebi hikaye burada bitmiyor yani ikincisi geliyor. Üzülmemin sebebi ben nasıl sabredeceğim. İnanılmaz heyecan ile bekleyeceğim kitabı.
Hadi sizde temin edin kitabı ve güç savaşlarına , aşka , ihtirasın kollarına bırakın kendinizi
.
.
Şunu söylemeden kesinlikle geçmek istemiyorum. Yazarın ilk kitabı olduğunu öğrendiğim de bu kadar iyi olduğunu kesinlikle tahmin etmiyordum. Çok başarılı ve çok yönlü bir yazar olduğunu düşünüyorum. Çünkü size sadece kitapta aşk anlatılmıyor. Yazar bilgisini çok iyi konuşturmuş kitapta kesinlikle tebrik ediyorum Bu yıl kalemi ile iyiki tanıştım dediğim yazarların hemen yanı başına yazdım
Bugün size harika bir kitap ile geldim. Okurken bana huzur veren bir kitaptı. İçinde mumlardan, kokuların bizi nasıl etkileyip geçmişimiz ile nasıl bağlantılı olduğundan , renklerin anlamlarından ve bize hangi duyguları verdiğinden bahsediliyor. Yazar o kadar güzel anlatmış ki bunları kitapta hiç sıkılmıyorsunuz okurken. O dükkân da bende vardım ve yaşananları izliyordum sanki. Orada bulunduğum için de çok memnunum ve tekrar bir yolculuğa çıkmak isterim açıkçası.
Kitabın içeriğinden de bahsetmek istiyorum biraz.
Efsun annesini kaybettikten sonra Aynalı Tılsımlar Dükkanı ona kalıyor . Ama tedaviden dolayı maddi sıkıntı yaşayan Efsun hiç istemese de dükkânı satma kararı alıyor. Sadece son kez mum atölyesi dersi vermek istiyor. Bunun sonucunda da dört kişi kayıt oluyor kursa ve her akşam kurs başlıyor. Tabi bu dört kişi birbirinden son derece farklı ve enteresan insanlar. Hepsinin ayrı sorunları var. Bunlarıda zamanla konuşup anlatıp aşmaya çalışıyorlar. Bu dört kişi arasından en sevdiğim Müzeyyen Teyze oldu. Hele onun kapı ile imtihanı çok güldürdü beni yer yer.
Sizlerde bu Aynalı Tılsımlar Dükkanına bir yolculuk yapmalısınız. Çok keyif alacağınıza eminim.
Kral Marikos dünyaya büyük kayıplar veren kan emicilerden insan ırkını kurtarmak için Baş Büyücü ile bir anlaşma yapar. Bu anlaşma sonucunda Baş Büyücü İtbarak ırkını yani kurt adamları çağırır ve kan emenlerle savaşa girerler. Kan emenlerin başı olan Samael savaşı kaybedeceklerini anlayınca oradan kaçar ve komutanları ile uykuya yatar.
Kral Marikos Baş Büyücü ile yaptığı anlaşmaya uymaz ve bütün büyücüleri bir akşam yemeğine toplayarak hepsini orada öldürtür. Ama hesap edemediği tek şey Baş Büyücünün ikiz kardeşi olduğunu bilmiyordur. Bu ikiz kardeş insan ırkından nefret eder ve onları yok etmeyi kafaya koyar. Kanlı dolunayın olduğu gece bütün İtbarakları uyandırır ve onlarda insan ırkına savaş açar.
İnsan ırkında ise bir bebek dünyaya gelir. Bu bebek diğer bebeklerden oldukça farklıdır. Çok çabuk büyüyen aynı zamanda çok güçlü ve bir çok mucizeye sebep olan bebek Oğuz Kağan dır. Oğuz Kağan insan ırkını kurtaracak ve Türklüğü dünyaya yayacak olan kişi olarak görülür.
Peki insan ırkı kurt adamlarla ve kan emicilerle savaşabilir mi ? Bunun da cevabını kitapta bulacaksınız.
.
.
Kitap anlayacağınız üzere fantastik bir kitap. Kitapta bir çok nokta da tekrar olmuş. Bu tekrarlar okurken biraz sıkılmama neden oldu. Kitabın sonunda yazar yeni maceraların sinyallerini de veriyor okuyucusuna.
Okuyacaklara keyifli okumalar dilerim ️
Kerrigan serisinin ikinci kitabı. Okurken yine beni çok heyecanlandıran bir kitap olmadı. Okuması keyifliydi ama bir tempo düşüklüğü vardı. Sanırım bu seri bu tempoda ilerliyor. Yazarın baş karakteri bir kadın olarak yazması çok hoşuma gitti. Üçüncü kitapta Maeve neler yapıcak ve yaşayacak merak ediyorum bir taraftan da.
Kitaplar sıra ile okunmasa da rahatsız etmez diye düşünüyorum. Sadece baş karakterlerimizin hayatlarından dolayı bir devamlılık var kitaplarda. Yoksa katiller ve kurbanlar her kitapta değişiyor.
Elke diğer adlarıyla al karası, al, alkaz ve al kız diye bilinen bir efsanedir halk arasında. Elke lohusa kadınlara musallat olan ve çocukların ölmesine sebep olan bir varlıktır. Bedir doğum yapan gelinine musallat olacağını anlayınca ona engel olmaya çalışır. Ama Elke nin nasıl bir varlık olduğundan hiçbir haberi yoktur. Elkenin gücünü azaltan ve onlara zarar vermesini engelleyen tek şey vücuduna iğneler geçirilmesidir. Bedir'in çok eskilerden duyduğu ve bildiği bu bilgi onların işine yarıyacak mıdır?
Zöhre ve Bedir in soyu bir lanetle karşı karşıyadır. Çünkü Elke :
"...Ben ki kutlu ateşten ve ışıktan gelenim... Adem'den öncesi ve sonrası yaratılanlar şahidim olsun... Tanrının lanetlediği bütün mahlukata ant olsun ki; senin ve senden sonrakilerin ocağı huzur bulamayacak, toprağın bereket, soyun rahat yüzü görmeyecek; dirlik, düzen tatmayacak... İşte o zaman senin kıyametin başlayacak. Sen ve zürriyetin, asla Tanrı buyruğu ile ölmeyeceksiniz. " diye yemin etmiştir. Bedir ve Zöhre çocuklarını ve torunlarını korumak için herşeyi yaparlar ama Elke onları hiç bir zaman rahat bırakmaz.
Kitabı kesinlikle büyük bir heyecanla okuyacağınızı sizlere söyleyebilirim. Kitapta en sevdiğim şeylerden biri köydeki insanların konuşmalarının hepsi oranın şivesi ile yazılmış. Ermenilerin zamanında ne yaşadıklarına, memleketlerinden yurtlarından nasıl sürüldüklerine ve bu yolda neler yaşadıklarına da yer verilmiş.
Bugün sizlere çok keyif alacağınız bir kitapla geldim demek isterdim ama tam tersi okurken keyif alamayacağınız , sizi son derece rahatsız eden hatta okumaya devam ederken zorlanacağınız bir kitapla geldim. SONGÜL!
14 yaşında tecavüze uğrayıp ailesinden korktuğu için saklayan hamile olduğunun öğrenilmesi ile tecavüzcüsü ile evlendirilen bir kız
Şile de bir evde bulunan 7 kadın cesedi. Bazıları çok önceden , bazıları ise daha yeni. Bu cesetlerin ortak noktaları ise hepsinin 16-17 yaş aralığında , annesiz olmaları ve dikiş-nakış kursuna gidiyor olmalarıydı. Bu cinayetleri araştıran ekipten sorumlu kişi de Ali Başkomiser. Evin sahiplerini araştıran ekipler araştırmaları sonucunda adamın 6 ay önce ölmüş olduğunu kadının ise eşini kaybettikten sonra bir huzur evinde kaldığını öğreniyorlar. Çok önceden işlenen cinayetleri bu karı koca işlediyse yeni cinayetleri kim işledi peki?
Evet bu sorunun cevabını bulmak da sizlere kalıyor.
.
.
Kitap için birçok kişi uzun olsa daha iyi olurdu diye düşünüyor. Ben de uzunluktan ziyade daha ayrıntılı yazılsaydı daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. Bizler o kadar çok alışmışız ki polisiye gerilim kitaplarının uzun olmasına acaba daha uzun olsaydı daha mı iyi olabilirdi demekten kendimizi alıkoyamıyoruz.
Mesela kitabımızda katil ile kaçırdığı kızın konuşmaları bize daha ayrıntılı aktarılsaydı, daha doğrusu kızın tek kaldığında ki hisleri o an yaşadığı psikolojik durumu, katilin o değişen ruh hali daha derinlemesine aktarılsaydı muhteşem olurdu diye düşünüyorum. Bunu da belirtmem in nedeni yazar çok güzel bir konu ve kurgu yakalamış. Ama kadın bir yazar olarak polisiye yazmak son derece tebrik edilmesi gereken bir nokta. Ben Başkomiser Ali nin bir seri kitap halinde devam etmesini çok istiyorum. Çünkü yazarımız da bu ışık yeterince var. Kesinlikle takibin de olup sırada ki kitabını bekliyor olucam.
Hüseyin Rahmi Gürpınar ile tanışma kitabım oldu kendileri. Kitabı okurken biraz zorlandım açıkçası. Günümüz Türkçesi ile basılmış olmasına rağmen kendimi başlarda bir türlü kitaba veremedim. Bunun da kitapta çok fazla açıklayıcı dipnot olmasına bağlıyorum. Bu dipnotları okuyup tekrar konuya dönmek beni zorladı. Kitabın çok önceden yazıldığı düşünülürse zorlanmamın gayet normal olduğunu düşünüyorum.
Kitabın içeriğinden çok kısaca bahsetmek istiyorum.
Dünya ya çarpacağı düşünülen Halley Kuyruklu Yıldızı İstanbul daki insanlarda da korkuya ve telaşa yol açar. İrfan adındaki ana karakterimiz de kadınlardan son derece nefret eder. Ama ne yaparsa yapsın kadınlardan hıncını alamaz ve bu yıldızı bunun için kullanmaya karar verir. Kadınları korkutmak ve daha çok telaşa düşürmek için konferanslar verir. Bu süre zarfında hiç tanımadığı bir kadından bu yıldızla ilgili bilgiler almak için bir mektup gelir. Bizim kadınlardan nefret eden İrfan bir anda bu mektupların sahibi olan kadına aşık olur. Mektuplaşmaların sonunda İrfan kendini hiç anlayamadığı durumların içinde buluverir.
Kitapta eski İstanbul mahalle hayatında da bahsediliyor. Camdan cama kadınların konuşmalarını okurken kendimi gülümserken buldum.
Türk Edebiyatı Klasiklerinden ilk okuma kitabımdı devamı da kesinlikle gelecek.
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaçHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,4bin okunma
Emre Timur un kalemi ile tanışma kitabı oldu benim için ve bundan da son derece memnunum. Kitapta altını çizmediğim satır kalmadı ve bu satırlar beni düşünmeye ve sorgulamaya itti. O yüzden kitabı özümseye özümseye okumak çok yerinde bir karar olur. Kitabın içeriğinden bahsetmek istiyorum biraz.
Karakterimiz sarhoş birinin ona verdiği bir notla içindeki boşluğun farkına varıyor ve kendini , hayatını sorgulamaya başlıyor. Bunun sonucunda da ailesini ve sahip olduğu herşeyi terkediyor. Sokaklarda kalıyor bir süre , arada para buluncada hotelde sabahlıyor , bazı zamanlarda da hotelde çalışıp geceyi orada geçiriyor. Karnının ağrıdığı bir gün hastahaneye gidiyor ve tesadüf eseri palyaço oluyor. Böylece palyaço kimliğine bu şekilde kavuşuyor. Aynı hastahanede bir ilaç için denek oluyor. Bu süre zarfında Bilge ve Hanım Bayan ile de tanışıyor. Bilge den aldığı öğütler ve derslerle içindeki boşluğu anlamlandırmaya çalışıyor aynı zamanda. Hanım Bayan ile de sohbet edip içini ona açıyor. Palyaçomuz içindeki boşluğu doldurabilecek midir? Hayatına anlam katabilecek midir? O mudur, kendisi midir ? Sahi palyaço kimdir? Bu yolculukta var mıdır yoksa yok mudur ?
Gerisi artık sizde . Alın kitabı elinize Palyaçoyu mu bulursunuz kendinizi mi bilemem ama aklınıza bu yolculukta sahip olun sadece
Serinin ikinci kitabı ile tekrardan Friday Limanı'na bir yolculuk daha yaptım ve bu yolculuktan oldukça mutluyum.
Lucy Marinn Friday Liman' ın da bir cam sanatçısıdır. Lucy erkek arkadaşı tarafından aldatılır ve bu ihanetin en acı tarafı aldattığı kişi Lucy'nin kız kardeşidir. Lucy bu aldatılmanın sonunda sorunun tamamen kendisinden kaynaklandığını düşünür. Çünkü hiçbir ilişkisi kendi istediği gibi gitmemiştir.
Sam Nolan üzüm bağı olan ve tutkuyla bu bağ ile ilgilenen biridir.Evlenmeye de tamamen karşıdır. Lucy ile yolları kesiştikten sonra bu mevzuları aşabilecekler midir? Hayat onları hangi noktaya getirecektir? Cevapların hepsi kitapta
Bu seriyi gerçekten çok sevdim. Bu tarz kitapları okumak bana inanılmaz keyif veriyor. Eğer sıcacık içinizi ısıtan kitapları okumayı seviyorsanız siz de okumalısınız.
Bir mavi ayının tam yirmi yedi hayatı vardır. Ama bu kitapta mavi ayımız bize sadece 13 1/2 hayatını anlatıyor. Normal bir ayının hayatını okuyacağınızı düşünüyorsanız tamamen yanılıyorsunuz. Minik Korsanlar, Muzip Periler, Geveze Dalgalar, Mağara Cüceleri hepsi de ayrı bir macera.
Kitaptaki karakterlerin hepsi birbirinden tuhaf ve ilginç. Ama bu karakterlerin hepsi o kadar güzel anlatılmış ki gözünüz de çok kolayca canlandırabiliyorsunuz. Hatta bazıları resimlerle de okuyucuya kitapta sunuluyor.
İlk baktığınızda çocuk kitabı gibi bir izlenime kapılabilirsiniz. Bu konu da yanıldığınızı söylemeliyim. Kitabın 700 sayfa olması kesinlikle gözünüzü korkutmasın. Yazar hayal gücünü bizlere öyle bir sunmuş ki 700 sayfa çabucak bitiyor.
Kitabın içinde birde aralarda ansiklopedi okuyorsunuz. Bu ansiklopedi de karakterlerin, olayların geçtiği yerler ile bilgiler veriliyor.
Bence bu kitabı herkes okuyup sevemez. Fantastik kurgu okumayı sevenlerin sevebileceği bir kitap olduğunu düşünüyorum.
