Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ülkünur Söğüt

"Onların ölümü bir çöküş sürecinin sona ermesidir.Yıkıntının ölmesi bir kurtuluş, ölümün ölümü değil midir? "
Sayfa 24
Reklam
Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir. Duvardan doğru eğilmiş, yazdıklarımı oburca yutmak,yok etmek isteyen gölgeme.
Sayfa 15
* Arkadaş çok girişken, esprili görünmekle birlikte biraz içine kapanıktı.Belki bu yüzdendir,geceleri geç saate kadar oturur ve yazardı. Yalnızlığı mi severdi bilmiyorum.. Ama şu anda yalnızlığı yaşıyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Af buyurun, dibe göçtügüm, duyduğum her söze delirdiğim, vurulup öldürülesi bir sinek gibi hissettiğim, beynimin içinde ruhumun aksiyle küçük delikler açtığım, kaz kafalı dolaştığım zamanlar oldu. Ve işin aslı dışarıdan hiç de öyle görünmüyordum.
" Hayır...Mücadele edeceğim. Edeceğim..." Bu zor geceden sonra tatlı bir düş içine aldı beni. Bir örtü gibi çöktü Mısır karanlığı .Sanki örtünün altında da ben...Elimde de kılıç mı desem, stetoskop mu desem bir şey vardı. Yürüyordum...savaşıyordum. Ücra bir yerdeydim. Tek başıma değildim ama. Ordum da yanımdaydı : Demyan Lukiç, Anna Nikolayevna, Pelageya Ivanovna. Hepsi beyaz önlüklerini giymiş, daima ileri, ileri gidiyorduk...
Reklam
"Köyde büyük tecrübeler kazanılabilir," diye düşünüyordum uykuya dalarken, "fakat okumak,okumak ve daha çok okumak gerek..."
Dmitriç insanlar hakkında yargıda bulunurken farklı renkleri gözetmeden sadece siyah ve beyaz gibi keskin renkler kullanırdı. Ona göre insanlık namuslular ve namussuzlar olmak üzere ikiye ayrılıyordu;ikisinin arası yoktu.
Bazen düşünür ki, insanlar anasından ne Yahudi, ne Müslüman,ne Hıristiyan doğarlar. Buna Dimitro hayret eder. "Nasıl olur?" der. Fakat münakaşa açıldığı zaman, nasıl olur demez, der ki: -Beni anam, doğduğum zaman Balat'taki havraya bıraksaydi, ben şimdi mis gibi bir Yahudi olurdum. Seni Mişon, anan doğduğun zaman Süleymaniye Camii'ne bıraksaydı, sen de şimdiye kadar müezzin olmuştun.
İnsanın en fenasında bir iyi tarafın bulunduğunu biliyoruz. Biz o iyi tarafı bulmaya, ondan istifade etmeye mahkûmuz,mecburuz.
Suskunluğun huyu bataklıklığıdır.
Sayfa 36 - Nika YayıneviKitabı okudu
Reklam
...şu soruyu sorup duruyorduk: neden hâlâ yaşamamız lazımdı... ve her zaman cevapsız kalıyorduk -basiret kazandıracak bir yankılanma bile olmadan, hep tersine gelişmeler ve beyin sekteleri! -
Sayfa 14 - Yapı Kredi Yayınları, 2. BaskıKitabı okudu
İdeolojinin görevi: Kişiye toplumların ehlileşeceği ya da yetkinleşeceği zannını vererek ahmaklaştırmak.
Sayfa 54 - Nika YayıneviKitabı okudu
Eğer mutlak olarak Demos, ilineksiz bir halde yahut mutlak tek bir halde kendi özgürlüğünü yahut adaletini sağlayamıyorsa, Demos bir sıkıştırmadır yahut yoktur.
Sayfa 26 - Nika YayıneviKitabı okudu
Tözsel kavramlar, dilin ürettiği ve sonrasında da kendisine iptila olduğumuz ebedi hayaletlerdir.
Sayfa 12 - Nika YayıneviKitabı okudu
Şair
Ey zaman, uzaklaşmaktasın benden şimdi. Yaralanıyorum her kanat çırpışınla. Ama kalınca yalnız, söyle, neye yarar ki dudaklarım, gecem ve gündüzüm tek başına?
924 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.