A kopayoğlu Russell vaxtında mənim beynimi belə şeylərlə doldurdun. İndi də nə gəlir başıma işləməkdən gəldiyini sanıram işləməyə nenaviju
Ulvi İsayev
@ulvidunyada
·
15 Şubat 2022 01:23
Gayet ciddî olarak şunu söylemek isterim ki, modern dünyada ÇALIŞMANIN erdem olduğuna inanma yüzünden çok büyük zararlar doğmaktadır ve mutluluğa giden yol, refaha giden yol, çalışmanın örgütlü bir düzen içinde azaltılmasından geçer.
Yaşamaktan öte özür bulamayınca aşka
sonuçları bir bir gözden geçiriyorum
pulluklarla devrilen toprağın ıslaklığındaki can
madenlerin buharından elde edilen büyü
bazı yasak kitapların verdiği dinç duygular
nelerse ki yaşamak sözünü asi kılan
nelerse ki lekesiz, umutlu ve budala.
Denedim. Soğuk sular dökünüp fırladım sokaklara
sorular sordum nice kara sıfatları üstüme alaraktan
ipte boynum,ağzım şehvet yalaklarında
çapraştım, and içip ayna kırdım
doğadan bir vahiy bekledimse boşuna
baktım akşam herkesin kabul ettiği kadar akşamdı
hiç bir meşru yanı kalmamıştı hayatımın.
Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor
böylesine hazırlıklı değilim daha.
Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum:
Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar
çocuklarda.
Rasim Ocaqovun Park filmində bir-birini sevən, ancaq o və ya bu səbəblərdən ayrı düşən iki gəncin söhbətində Vika adlı qız Marata deyir:
“ Bu illər ərzində nə etmişəmsə həmişə səni fikirləşmişəm. Demişəm sən buna necə baxardın? Bəyənərdin ya yox?”
Gülünç bir ölümle öldü deniyor Max Stirner için
çünkü mahvına sebep nihayet bir sinektir
ama Fanya Kaplan
nasıl öldü diye sorarsak sanırım
işimiz fazlasıyla ciddileşir.
Bize ne başkasının ölümünden demeyiz
çünkü başka insanların ölümü
en gizli mesleğidir hepimizin
başka ölümler çeker bizi
ve bazen başkaları
ölümü çeker bizim için.
neden öldüğümü anlamayacaklar, çünkü güneşler doğar çarşılar üzerine,
getirip develerini yıkmışlar, gümüş çadırlarını kurmuşlar, zencefil satıyorlar hatta,
ateş yakıyorlar geceleri, bazan namaz kılıyorlar, sevişiyorlar boş vakitlerinde;
çünkü öldüğümü anlamayacaklar neden, büyüse bile mezarımdan ormanlar;
ama kur’an okuyacaklar, şerbet
İçelim! Madem ömrümüz hoş
Geçmiş, tatmamışız ayrılık.
Madem ne bardağımız kırık
Madem ne de sürahimiz boş.
Bir gün ikimizden birimiz
İçmek.veya doldurmak için
Burada olmayabiliriz.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
instagram.com/tv/CgTzYBkDL7P/...