Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Emin VARLIKLI م ا و

İşte bu zâtın açığa çıkmasına "Zâhir", gizlide kalmasına da “Bâtın” denir. Yukarıda dediğimiz gibi Cenâb-ı Hakk'ın zâtını bütün isimler sınırlar. Nihayet bu esmâ da öyledir. Zât bu isimlerin kalkmasıyla görünür. Daha doğrusu "zâtta olunur." Görmek de ikiliktir. Bu manâda görünen nedir diye sorulacak olursa, Hakk'ın zâtından vitrine koyduklarıdır. Görün- meyen nedir denecek olursa vitrinin hakikatidir. Kendinden kendinedir her şey. Öyleyse bizdeki perde nedir? "Zandır!" Doğrulukla doğrulup kalktığımız zaman yani zan perdesini yırttığımız zaman kalan kendi olacaktır.
Sayfa 277Kitabı okudu
Reklam
Kişinin gayretine "Kârun mührünün kazınması" dünyevi ve uhrevi sonunun ona benzemesidir. Bu tip var yemez kişiler sadece malını ve parasını insanlardan sakınmaz, çeşitli hilelerle devlete olan vergi borçlarını da kaçırırlar. İnsân, nefsinde adaleti sağlamadan toplumda adaletin sağlanması mümkün değildir. Toplum zengin cömertlerin eliyle yükselir.
Sayfa 199Kitabı okudu
Niçe yıldan berü ol ni'meti yir Hak'a bir dirse dahi şirk ile dir
Sayfa 183Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Unutmamak gerekir ki Allah vardır ve onunla beraber bir şey yoktur. Ne zaman ve nerede? El'ân ve kemâkan, her zaman ve her yerde. Öyleyse bütün cânlar bir cândır. Fark gaflet ve irfândadır.
Sayfa 110Kitabı okudu
Hiçbir şey umuda yer bırakmayacak kadar umutsuz değildir. Umut dediğin kuru ve cılız da olsa, insanın bir şeyleri ileriye taşımaya yönelik istek ve arzusu, umudun böyle görünmemesine neden olur.
Reklam
Musibet
Musibet ne evin yıkılmasıdır Ne de koyunun devenin telef olması Andolsun ki Musibet kaybetmektir hür bir adamı Ki onun ölümü Öldürür halkı.
Sayfa 114Kitabı okudu
Dünya acı su gibidir, içenin sadece susuzluğu artar.
Hüseyin Daniş
Zaten terakki denilen şey evvela tecessüsat ve müsaide bir maziye istinat ederek onu takdir etmek, saniyen o maziyi bugüne taşıyıp genişletmekle ve onun mahsulatından istifade etmekle hasıl olur.
Sayfa 17 - Hüseyin DanişKitabı okudu
İnsanın kurtuluşu sevgiyle ve sevgidedir. Elinde hiçbirşeyi kalmamış bir insanın dahi, kısacık bir an için bile olsa, sevdiğine ilişkin düşüncelerden nasıl mutluluk duyabileceğini anladım.
Bir insanın çocukları için servet biriktirmesi de kendi karakterini ortaya çıkaran bir açgözlülük bahanesidir. . Tutumlu insanların kaderi arınınkiyle aynıdır: Sonsuza dek yaşayacaklarmış gibi çalışırlar.
Reklam
"Şimdi dünyaya, niçin güldüğünün bir açıklamasını yapmak zorunda olduğunu bil." Bana delici bir bakış attı ve şöyle dedi: "Benim gülmemin iki nedeninin olduğunu, iyi şeylere de kötü şeylere de güldüğümü düşünüyorsun. Aslında sadece bir şeye, aptallıkla dolu, düzelme nedir bilmeyen, tüm planlarında bebek gibi olan, bir kazanç elde etmeyecekse bitimsiz zahmete katlanmayan, ölçüsüz arzularından ötürü dünyayı bir uçtandiğer uca, köşe bucak gezen, gümüş ve altın eriten ve açgözlülüğüne bir son vermeyen, her daim daha fazlasına sahip olmak için delice bir arzu duyan, geride kalmaya katlanamayan ve kendine mutlu demekten utanmayan insana gülüyorum."
Sayfa 7 - DemokritosKitabı okudu
Çünkü kâinat [kosmos], tanrılara son derece layık olan, en kutsal mabettir. İnsan oğlu buraya doğum yoluyla izleyici olarak gelir, el yapımı ya da hareketsiz suretlerin değil, Platon'un dediği gibi, ilahi aklın ortaya çıkardığı bilinir şeylerin duyulur temsillerinin izleyicisi olarak. O temsiller ki kendi içlerinde yaşam ve hareketin, güneş, ay ve yıldızların, taze suyu hiç tükenmeyen nehirlerin ve bitkiler ve canlılar için besin sağlayan toprağın nüvelerini taşırlar. Çünkü yaşam bu şeylere en iyi intisap etmenin yoludur ve bunları ritüel gibi kutlamaktır. . . . Fakat hayatlarının büyük bir kısmını şikayet ederek, yüreklerinde koca bir sıkıntıyla geçiren şu insanlar, tanrının bize bahşettiği ve bizi gizlerine ulaştırdığı yaşam denen şu bayrama ihanet eder.
Bu nedenle ne pahalı evlerde oturmak ne varlıklı olmak ne ırk bakımından seçkin ne makam sahibi ne de belagat sahibi olmak, bunların hiçbiri kötü eylemlerden ve günahlardan uzak durmuş sağlam ve bozulmamış bir seciyeye sahip olan ruh kadar huzur ve dinginlik veremez.
Bu insanlar, gözlerini açıp kaderine dik dik bakmanın sıkıntıların üstesinden gelmek için ne denli önemli bir yol olduğunu bilmediklerinden gölgede yetiştirilmiş gibi karşılaştıkları sıkıntılara direnmekten yoksun ve abartılı umutlarla yumuşak mizaçlarını beslemeye memurdurlar.
Aslında bizim aptallığımız şu: Kendimize değil de sürekli başka insanların hayatlarına bakıyoruz. Doğamız öyle kıskanç ve öyle kötü ki, başkalarının refahına haset etmekten kendi mutluluklarımızı göremiyoruz. Özenip de uzaktan hayran olduğun şu adamların görkemli perdesini arala ve içlerini gözlerinle gör. O örtüler altında ne huzursuzluklar bulacaksın.
116 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.