(...)
Sonra balıkçıya sordum: " Siz ne yer, ne içersiniz, nasıl bu kadar uzun yaşıyorsunuz? Hayata ne kadar bağlısınız!" O da cevapladı: " Ben sana uzun yaşamanın sırrını veremem ama biz Okinawa 'da her sabah uyandığımızda bir amaçla uyanırız.
Ateşin şiir hâli, ateşin aşk hâli, ateşin ten hâli, ateşin edebiyat hâli, ateşin bilim hâli, ateşin teknoloji hâli, ateşin düşünce hâli, ateşin hayal hâli, ateşin öldürücü hâli, ateşin günlük kullanım hâli, ateşin mitolojik hâli, ateşin sembolizm hâli, ateşin metafizik hâli...
Tarihsel hafızamızı şöyle bir yokladığımızda, bütün medeniyetlerin kültüründe, mimarisinde, dinî inançlarında, edebiyatlarında, eğlencelerinde, sanatlarında, kutsallarında ateşin ciddi bir yeri olduğunu görürüz. Yazar da bu kitabında Gaston Bachelard' ın Hülyası üzerinden varlığın (ateşin) farklı boyutlarını gözönüne sermiş. Meşhur fil metaforunda olduğu gibi, varlığa tek boyutla bakılmadığı ve varlık tek boyuta indirgenmediği zaman çok boyutlu bir görme biçimi ortaya çıkacaktır.
Kitabın, üzerine konuşulacak derin meseleler taşıdığını düşünüyorum.
Tavsiye ederim.
(...)
Sana hep yazacağım. Geceleri hava açık olduğunda gökyüzüne bak. Ben de bakacağım ve seni düşüneceğim. Senin de beni düşündüğünü bileceğim. Bakışlarımız gökyüzünde buluşacak.
(...)
-- Gördün mü baba, yıldız kaydı, dedi eliyle gökyüzünü işaret ederek.
-- Gördüm, dedi babası. Biliyor musun, onlar aslında kayan yıldız değil. Gök taşlarının atmosfere girerek yanmaları sonucu bıraktıkları iz. Bir zamanlar gök taşıyken sonra atmosferin bir parçası oldular. Her canlının bir ömrü vardır. Ömrünü tamamlayan gök taşları da görevlerini başka bir şekilde sürdürmek için atmosferimize girer. Tamamen yok olmazlar,sadece şekil değiştirirler. Gökyüzünün bize söylediklerine kulak vermelisin Aliya. Biliyorsun seninle ölümün yok olmak değil, başka bir âleme geçiş olduğunu daha önce de konuşmuştuk.
Aliya anlamıştı. Babasına biraz daha sokuldu.
Diğer meşe ağaçlarını korusun, gözetsin diye tüm imkanların seferber edilip büyütülerek koskocaman bir ağaç olan, zaman içerisinde geldiği ortamı ve kendisine çekilen emeği unutan, bir de bunun yanında kibirlenip nankörlük yapan, ulaştığı devasa büyüklüğünü sadece kendinden zanneden kendini beğenmiş bir meşe ağacı vardır. Bu büyük meşe ağacı o