Sevimli mezarımı gezdiririm sana ve tanrısal teninin beyazlığını daha da güzelleştirmen için sana vereceğim, sümüklü böceklerden ve kara pislik böceklerinden yapılmış zarif takıları görürsün. Bir çıban gibi aşığım sana ve benim öpücüklerim, seni temin ederim, bütün ayrılıklardan daha değerlidir. Çünkü bir gün hepiniz çürüyeceksiniz, pembe farem benim, yanımda şehvet içinde kokuşursunuz, yıldızların altında tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş gibi oluruz ...
Paranın Tanrı olduğunu, bu nedenle insanların onu bu kadar istekle aradığını biliyor musunuz?
Bilmiyorsunuz değil mi? Bunu düşünemeyecek kadar gençsiniz. Paranın son derece iyi olduğunu, son derece mükemmel olduğunu, her şeyin egemen Efendisi olduğunu ve bu dünyada O'nun emri ya da O'nun izni olmadan hiçbir şeyin meydana gelmediğini; sonuç olarak yalnızca O'nu tanımak, O'na tapmak ve O'na hizmet etmek ve bu araçla Ebedi Yaşamı elde etmek için yaratıldığımızı size söyleseydim siz bana hiç kuşkusuz kutsal şeylere hakaret eden deli bir kafir gözüyle bakardınız.
Yüz dediğimiz duygularımızın, düşüncelerimizin vurduğu bir ayna mıdır sadece? Acaba onun da o duygular, düşünceler üzerinde bir etkisi olmaz mı, onlarla uyuşup uzlaştığı olmaz mı?