güvenli bağlanan insanların tanrıya dualarının daha çok "şükretmeye yönelik" ,
kaygılı bağlanan insanların dualarının ise daha çok "tövbe etmeye yönelik" olması.
anlaşılan bağlanma stilleri tanrıyla olan ilişkileri bile etkiliyor. çocukken ilgi ve şefkatten mahrum kalmadıysan, bakım verenin tutarlı davrandıysa ve terk edilmediysen tanrıyla olan sohbetin bile sakin, güvenli, teşekkürün ön planda olduğu, şefkatli bir zemine sahip oluyor.
bakım veren ile ilişki güvensiz ve kaygılı tipte geliştiyse sadece insan ilişkilerinde değil tanrıyla olan ilişkinde de korku dolu oluyorsun. ilişkinizde korku ve ceza temaları baskın oluyor. bazen sadece korktuğun için ibadet ediyorsun. gerçek bir minnet, sevgi, bağlılık duyamadan cehenneme gitmemek için namaz kılıyorsun veya affet, affet, affet diye yalvarıyorsun dualarında.
Kaynak:
dergipark.org.tr/tr/download/art...
Çok kitap okuyarak çok bilgili olacağını düşünmek derin bir yanılgıdır, eczanedeki bütün ilaçları satın alıp içerek hastalığının geçeceğini zannetmek gibi. Sadece zehirlenirsiniz. Yapılması gerek çok kitap okumak değil ilgi duyduğunuz alanda yazılmış kaliteli eserleri okumaktır.
demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. devam edilirse demagoglar türer. demagoglardan da diktatörler çıkar.”
Carl Sagan
şu noktaya tekrar bakın. orası evimiz. o biziz. sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her "yüce önder", her aziz ve günahkâr onun üzerinde - bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.
Baader-Meinhof Fenomeni, aslında "seçimli dikkat" olarak da bilinen bir bilişsel önyargıdır. İnsanların bilinçaltı zihinleri, son zamanlarda öğrendikleri bir şey hakkında daha fazla farkındalık yaratır. Bu nedenle, bir konuyu öğrendikten sonra, o konu hakkında daha fazla şey görür, duyar veya öğrenirsiniz.
Örneğin, yeni bir kelime öğrendikten sonra, o kelimeyi daha sık duymaya başlayabilirsiniz veya yeni bir araba modeli öğrendikten sonra, o arabayı daha sık görürsünüz gibi.
Baader-Meinhof Fenomeni, genellikle bir şeyi ilk kez duyduktan sonra hemen sonra tekrar duyduğunuz veya öğrendiğiniz zaman hissedilir. Bu fenomen, insanların "acaba bunu daha önce de duymuştum ama hatırlamıyorum" diye düşünmelerine neden olabilir.
Baader-Meinhof Fenomeni, çoğu insanın farkında olmadığı bir bilişsel önyargıdır ve bu nedenle birçok insan bu fenomeni yaşasa da, adını bilmez veya fark etmez.
stres ve kaygının sağlık üzerindeki etkisi üzerine.
ibn-i sina tasarladığı deneyler ile düşündüklerini kanıtlama çabasıyla bilinir. bu deneylerden biri de kuzu deneyidir.
bu deneyde aynı yaşta, aynı kiloda ve aynı cinste iki kuzu seçilip ayrı iki kafese konur. bu kuzular aynı miktarda aynı yemlerle beslenir.
tüm dış faktörleri aynı olan bu iki kuzu arasında tek bir fark vardır. kuzulardan yalnızca birinin göreceği bir kafese bir kurt koyulur. gün geçtikçe kurdu gören kuzunun zayıfladığı ve çelimsizleştiği, diğer kuzunun ise güzelce beslenip büyüdüğü görülür.
en nihayetinde çelimsizleşen kuzu hastalanıp ölür. bu deney ile fiziki olarak hiçbir şekilde yara almadan sadece korku ve endişenin sağlığımıza olan etkisi gözler önüne serilmiştir.
yani insanı gam keder stres bitirir
Albert Ellis
"yaşamınızın en güzel yılları, sorunlarınızın size ait olduğuna karar verdiğiniz yıllardır. onlardan dolayı, anneni, ekolojiyi ya da başkanı suçlayamazsın. kendi kaderini, kendinin kontrol ettiğini farkedersin." demiş psikoterapist. "is psychoanalysis harmful?" makalesinin sonuç kısmında şöyle diyor; "is there, then, nothing good that can be learned and used from psychoanalysis? no." :)