Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şiir çizgi, şiir nokta..
Bütün sevgileri atıp içimden, Varlığımı yalnız ona verdim ben, 🌿
Bir gün daha beklerim kendimi, yalnızca bir gün daha. Gelmezsem yalnız gideceğim artık.
Reklam
"bir çığlık gibi günlerin çarmıhında; arttıkça yalnız, sustukça silik."
Mükemmel Günler/Perfect Days 2023
Film, her gün aynı rutini yapıp yalnız yaşayan bir insanı anlatıyor. Hayata pozitif bakmaya çalışan karakterimizin içsel dünyasında biriken derin sancılarını, kimi zaman kan bağının getirdiği çatışmanın gözyaşlarıyla, kimi zaman bir yabancının acısıyla sahnelemiş yönetmen. Ve yönetmen, filmde özellikle gölgeler üzerine bir rüya seyri çıkarmış ortaya. İzleyici için birçok anlamın çıkacağı film bence sıradan fakat düşündürücü bir yapıt olmuş. Gölgeler üst üste geldiği zaman daha mı karanlık oluyor acaba?
kurt ve kuzu
-Orda mısın sevgili kurt? -Evet kuzucuk. -Üzgün müsün? -Evet! -Neden üzgünsün? -Avdan eli boş döndüm bana bir masal anlat kuzu! -Evvel zaman içinde siyah saçlı yalnız bir adam varmış... -Neden yalnızmış? -Her canlı bir gün onu görmeye mahkummuş bu yüzden ondan kaçmışlar -Hepsini kovalamış mı? -Bir balta almış ve gözünü kırpmadan kendini ikiye
Ben her ne kadar Menderes'in Anayasa kurallarına göre, yani seçim hazırlığı yaparak oyunun kartlarını karmakta olduğunu varsaymış olsam da (bu varsayımda kesinlikle yalnız değildim), bundan artık vazgeçtiğini ve herhangi bir rekabet talebine teveccüh etmeksizin kendisini kazanan ilan edeceği açıkça görünüyor. Sayın Menderes, tek parti yönetimine güle oynaya geçmeyecek. Şöyle ki; seçim kampanyasına dönük araştırmaları ona seçimlerin tarafsız biçimde yürütülmesi hâlinde partisinin neredeyse kesinkes onay almayacağını göstermeseydi, kendisi muhtemelen, hatta kesinlikle memnuniyetle seçimlere katılırdı. Sayın Menderes'in artık seçimleri tahrif etmeye dair bir çekincesi yok. Zaten seçim bölgesi değişiklikleri ve üst düzey idari mevkilerin yeniden düzenlenmesi yoluyla bunun için uygun hazırlıkları yapmıştı. Avusturya Büyükelçisi Karl Hartl'ın istihbarat raporları
Reklam
"Tüm belâlar, yalnız kalma yeteneğimizin olmayışından gelir başımıza." Jean de La Bruyère
Girdapları aşan bir gemi misali ruhum, alnını hep gidişlere dayayan ve cam kesiğine yansıyan, suretimi siliyorum aynalardan içimi parlatıyorum yalnız başına plaklara şarkı söyleyen bir çocuğu özlüyorum. İki eli açık uçurum; hatıralarından. Seyit Câfer Arvas
Kabul edilmeyen dua Gelmeyen beşinci mevsim Lal kesilmiş bir cümledir Yorgunluk ve insan sonunda hep YALNIZ DÜŞER
İnsan daima yalnız kalmaya hazırlıklı olmalı...
Reklam
Yaralı kuşlar yalnız uçmaz.
İRİS’İN ÖLÜMÜ
bugün kalbimi eski bir plak gibi öyle çok tersine çevirdim ki bazı şarkılar vardır cızırtılı bir yağmur gününü anlatır uzaklarda süren sarı yağmurluklu bir hayatı deniz bazen kendini kaldırımlara fırlatır o zaman bir yavru yengece bakan insanların şarkısı olurdu o şarkının adı keşke ismim iris olsaydı keşke ismim herkese sarı yağmurluğuyla koşan hayatı anlatsaydı bazı şarkılar vardır ellerim kocamanlaşır, tuhaflaşır işte o ellerimle herkese çamurlu şiirler uzatsaydım hepsi çok kirli olsaydı tanrım bazı şarkılar vardır kırmızı akşamsefalarını anlatır karanlığın kalbinde yalnız, açmanın acısını komşu kadınların basma elbiseli konuşmalarını geceyi onlar bahçeye taşırdı ben ne zaman öleceğim tanrım sabah olunca mı keşke birkaç dakikayı ipek mendillere sarıp saklasaydım irileşen, gitgide irileşen ağaç gibi ismi nedensizce iris oluveren bir ağaç gibi şu odanın ortasında dursam saat kuleleri dökülürdü dallarımdan tanrım artık sarı yaprakların ölü olduğuna inanmıyorum bazı şarkılar vardır kanatlarında yağmuru taşıyan kelebeği anlatır kırmızı bir çakmak gibi neşeli ölmek olurdu o şarkının adı ardında yalnızca nemli sigaralar bırakmanın acısı keşke ismim iris olsaydı keşke ismimin bir anlamı olmasaydı herkes çıkarsın kalbini o çirkin mücevher sandığından ve herkes onu birbirine fırlatsın tanrım
Didem Madak
Didem Madak
Müthiş bir surette yalnız kaldığımı hissetim. Ah… bilhassa bu kadar kalabalığın içinde yalnızlık ne acı oluyor Yarabbi..
Hiç Bir insanı unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insanı hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda kaldın mı hiç? Hani ölmüş gibi, hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi, her an kapından içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip ama aslında hiç gelemeyeceğini de bilmen gibi. Ne zor şey değil mi ölmediğini bilmek, ama ölmüş gibi ulaşılmaz
İsmet Özel - Amentü Şiiri - 97. Satır:
"ne Godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur" Tahlili: Lady Godiva 11 yy. da yaşamış olup İngiltere “Mercie” dükünün karısıdır. Kocası ağır vergiler koymak suretiyle halkına şiddetli bir şekilde zulüm yapar. Bu zulüm yüzünden Godiva ile eşinin araları açılır. Lady Godiva eşine bu zulümden vazgeçmesini söyler. O da Godiva’nın bir atın üzerinde çırılçıplak bir şekilde bütün şehri dolaşması şartıyla yaptığı zulümden vazgeçebileceğini söyler. Godiva bu şartı kabul ederek bir atın sırtında şehri çırılçıplak dolaşmaya başlar. Yalnız bundan önce halka haber salıp evlerinden dışarı çıkmamalarını ister. Halk da Godiva’ya olan sevgisi ve bağlılığı yüzünden onun bu isteğini yerine getirir ve Godiva şehri dolaştığı esnada perdelerini sımsıkı kapatırlar ve evlerinden çıkmazlar. Ama buna rağmen “Tom” adında biri, perdenin aralığından Godiva’yı izlemek ister. Perdeyi araladığında gözleri kör olur. Bu durum o kişiye verilen ilahi bir cezadır. “ne Godiva geçer ne bir kimse kör olur” dizelerinde şair bu olaya gönderme yapmaktadır. Şairin yaşadığı toplumda, ne Godiva gibi kendisini halkın huzuru ve selameti için feda edecek biri, ne de kendisine bir kötülük dokunacağını bilse dahi sokakta vuku bulan olayları görmeye cesaret edebilecek, eylemsel tepki gösterebilecek biri bulunmamaktadır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.