"Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg'u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi?"
“Yine de şunu bil ki, Panza kardeşim,” dedi Don Quijote, “zamanın silmediği anı, ölümün dindirmediği acı yoktur.”
“zamanın silmesine, ölümün dindirmesine kalmış bir felaketten daha kötüsü olabilir mi?” dedi Panza.
Genç adam! Bir gün bu yazdıklarım eline geçerse, en yararlı, en köklü değişikliklerin, ancak ahlakların düzelmesi yoluyla, hiçbir zorlayıcı sarsıntı olmadan gerçekleşenler olduğunu unutma...
Elveda Leonora, elveda biricik sevgili dost. Seni terk etmekle, yaşamın ilk ve son mutluluklarını da terk ediyorum. Ne bir anayurdum, ne de yakınlarım var. Orada tam bir yalnızlığın benim için tek avuntu olacağı kederli Rusya’ya gidiyorum.
Dayanılmaz bir ağırlık duyuyordu içinde. Eğer şu anda, ömrü boyunca da olsa yapayalnız kalabileceği bir yerlere gidebilmesi mümkün olsaydı, kendini mutlu sayacaktı.