Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bekir Onur

Bekir OnurGelişim Psikolojisi yazarı
Yazar
Derleyen
Editör
8.3/10
23 Kişi
120
Okunma
13
Beğeni
2.242
Görüntülenme

Bekir Onur Gönderileri

Bekir Onur kitaplarını, Bekir Onur sözleri ve alıntılarını, Bekir Onur yazarlarını, Bekir Onur yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İşte bunlar da hep militarizm
Tarcan, 1910 yılında Osmanlı okulları beden eğitim müfettişliğine arandığında şu tepkiyi gösterir:"Fakat efendim, neyi teftiş edeceğim? Galatasaray'dan başka hiçbir sultanide jimnastik dersi yok! Hele kız mekteplerinde bu dersin adı bile bilinmiyor!" dedim.
Peyami Safa hariç demelisiniz
Tanpınar, Batı'da romanın bile Hıristiyan dünyasında insanın kendini 'her an yoklama, derinleştirme terbiyesi'nden doğduğunu; buna karşılık Müslüman Doğu'nun 'psikolojik tecessüs'ü pek az tanıdığını, dolayısıyla insan ruhuyla çok az meşgul olduğunu söylemektedir.
Reklam
Cinsellik erkeğin iktidarının anlatımıdır, oysa aşıkların eşit olması gerekir.
Ataerkil sistemin hem kaynağı hem de temel meydan okuyucuları olarak kadınlar, hep kendilerine karşı konulması gerekenlerdir, özellikle cinsellikleri açısından.
Batı'da cinslerarası aşk, 12. Yüzyıl ile 13. Yüzyıl arasında keşfedilmiştir. Ancak, aşk gene de evliliğin dışında ortaya çıkıyordu, çünkü kadını kocasına değil, aşığına bağlıyordu.
Yetiş ya Ali! Daha neler duyacağız.
Zaten kızlar bütün günahların kaynağı olan korkunç bir organa (klitoris) sahip olmakla daha baştan suçluydular; üstelik bu organ üreme için gerekli de değildi.
Reklam
Kadının cinselliği ne yollardan geçmiş yahu
Hem Fransız doktorları, hem de Victoria çağı İngiliz doktorları, sperm konusunda tasarruflu davranmanın gerekliliğini sık sık vurgular. Üremenin sürmesi için spermin doğru bir biçimde yönetilmesi gerektiğini kabul eden bu yaklaşım, erkeğe birtakım görevler yüklüyordu: "Böylece erkeğin üç görevi oluyordu: spermlerini korumalı, güçlü bir dölleme sağlamalı, bu arada da eşinin aşırı bir cinsel zevk duymasını engellemeliydi. Aksi takdirde, normal kadında uyuklayan, ancak nemfomanların ve isteriklerin varlığını kanıtladıkları o 'dölyatağındaki heyecanları', o karanlıktaki gücü kışkırtabilirlerdi."
Gerçek şu ki, erkek olsun kadın olsun, geleneksel cinsiyet rolü kalıpyargılarına göre yetişmiş kişiler karşı cinsten birini gerçek anlamda sevme yeteneğinden yoksun kalmaktadır.
Cinsellik başlangıçta nesnesizdir, sevgi ise hiçbir zaman nesnesiz değildir.
Hanımlar artık kavanoz kapağı açamıyor gibi yapmaya gerek kalmamış bakın.
Kadınların uysal ve kadınsı olmalarının erkeklerin de kendilerini erkek gibi hissetmelerine katkıda bulunacağına inanılıyordu. Ancak kadınlar, erkekliği yapay olarak şişirilmiş erkeklerin aslında yetersiz olduğunu kısa zamanda gördüler ve yanlış yolda olduklarını fark ettiler.
Reklam
Aslında modern psikiyatri, ergenlikte bir eşcinsellik evresinin hiç de ender olmadığını kabul etmektedir, ama dünyanın büyük uygarlıklarının çoğu bunu her zaman ya görmezlikten gelmiş ya da telaşla örtbas etmişlerdir.
"homoseksüel" kavramını ilk kez 1869'da kullanan Viyanalı yazar Benkert, eşcinselliği, zulümden korumak için tıbbi olarak açıklıyordu.
Öyleyse gelişmemiş ülkeler abazandir mi diyoruz?
Günümüzde gelişmiş ülkelerde gençliğin görece daha huzurlu bir cinsellik yaşadığı, bir yandan AIDS paniğinin, diğer yandan cinsel eğitim programlarının bunda etkili olduğu, böylece rasgele cinsel etkinlik yerine tekeşli cinsel yaşamın yeğlendiği ileri sürülmektedir.
Saygıdeğer kadını reddediyoruz.
Victoria çağında cinsellikten dışlanmış saf bir çocukluk görüşü geliştirilmiştir; bunun da gerisinde, cinsel isteği olmayan ve yalnızca kocasının isteğine hizmet etmesi gereken "saygıdeğer" kadın görüşü yer alır.
Ne kadar yol ettiğimizi sorgulamaktan korkuyorum
deMause: "Antikçağda çocuk ilk yıllarını bir cinsel istismar atmosferi içinde yaşamıştır. Yunan'da ve Roma'da büyümek çoğu zaman yaşça daha büyük erkekler tarafından cinsel olarak istismar edilmeyi içerirdi" demektedir.
113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.