Kitabın baş kahramanı Kerem, hayatta değer verdiği en önemli iki şeyi, karısını ve kızını, kaybetmiş; üstüne üstlük hatasız olsa da bir insanı tekerlekli sandalyeye mahkum ettiği için hapis yatmıştır. Çıktığında hayata küsmüş bir adamdır artık. Ancak ihtiyacı bile olsa hak etmediği bir yardımı, parayı veya iyiliği kabul etmeyen, gururlu bir adam aynı zamanda. Bir gün, Kerem karşısına çıkan Hazal isimli kadının ona kurduğu büyük tuzağı göremez. Hazal, Kerem’e oynanan büyük tehlikeli oyunda bir maşadır. Bir de sesi de kendi kadar güzel Ece vardır ki Kerem için hayata dönüş bileti olur adeta. İkinci şansını bulduğunu düşünen Kerem, artık yeniden mutludur. Ancak Ece’nin içi içini yemesine sebep olan bir sırrı vardır. Zalim düşmanlarının Kerem’e yapamadığını acaba sevdiği kadının sırrı mı başaracaktır? Merak ediyorsanız okumanızı öneririm!
Sürekli devam eden temposu, bazen ‘keşke gerçek hayatta da böyle insanlar olsa’ dedirten karakterleri, toplumda acı bir gerçek olan şantaj gerçeğine dikkat çekmesi, ikinci şansların olabileceğini göstermesi ile hoşuma giden bir kitap oldu!