Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hülya Yürekli

Hülya YürekliMimarlık: Bir Entelektüel Enerji Alanı yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
4
Okunma
1
Beğeni
1.587
Görüntülenme

Hakkında

Haziran 1950’de İstanbul’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Ankara’da tamamladı. İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden 1972 Haziran ayında birincilikle mezun oldu. Victoria University of Manchester, School of Architecture’dan Master of Arts derecesi, 1980 yılında doktor, 1984 yılında yardımcı doçent, 1985 yılında doçent, 1991 yılında profesör unvanını aldı. Çok iyi derecede İngilizce ve Fransızca bilen Prof.Dr. Hülya Yürekli’nin İTÜ Mimarlık Fakültesi içinde zorunlu veya seçmeli olarak verdiği dersler (İngilizce ve Türkçe) yürüttüğü öğrenci projeleri, yüksek lisans ve doktora tezleri, İTÜ Döner Sermaye kapsamındaki ve dışarıdaki mesleki uygulamaları, girdiği uluslararası ve ulusal yarışmalar ve kazandığı projeleri, yaptığı ve yapmakta olduğu araştırmaları; ulusal ve uluslararası sempozyumlarda kabul edilmiş, basılmış bildirileri, yurtdışında verdiği konferansları olmak üzere çeşitli alanlarda pek çok çalışması bulunmaktadır. Tasarım Metodolojisi, Tasarım Uygulamaları, Geleneksel Konut, Kültürel Çevrenin Değerlendirilmesi konularında yoğunlaşan ve Bina Bilgisi Anabilim Dalı çalışma alanlarında 45 adet özgün yayını vardır. Emniyet Müdürlüğü Binası Mimari Proje yarışmasından mansiyon, Cumhurbaşkanlığı Binası Mimari Proje yarışmasından ikincilik ödülü, Aydın Kuşadası Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi ve Uygulama Oteli Mimari Proje yarışmasında birincilik ödülü gibi mimari proje yarışmalarında aldığı ödülleri vardır.
Unvan:
Akademisyen,mimar
Doğum:
İstanbul, 1950

Okurlar

1 okur beğendi.
4 okur okudu.
1 okur okuyor.
10 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Mimarlık, bir entelektüel uğraştır. Entelektüel merak ve heyecan gerektirir. Entelektüel merak ve heyecanın kaynağı da " bağımsız", dolayısıyla "akılcı" düşüncedir.
Akıl kullanan -entelektüel- mimar için tarih bilgisi, düşüncelerini ve ürününü, geçmiştekilerle karşılaştırma, tanımlama ve değerlendirme şansı verir. Ancak, mimarlık tarih denince yalnızca binaların tarihinin düşünülmesi bunun için yeterli olamayacağından, mimarlık tarihi, binalar kadar, mimarlık yazılarının da tarihi olarak düşünülmelidir. (Tschumi, 1993)
Reklam
Taklit keşfedici ve yaratıcı bir süreçtir. Orijinal bir modelden yeni bir şey yaratmaya dayanır. Taklit orjinalin yeniden oluşturulmasıdır. Kopya ise var olanın reprodüksiyonudur. Taklit öze ve forma yöneliktir, kopya ise sadece görünüşle ilgilenir. Pastiche ise kısmi ve tam olmayan bir kopyadır. Taklitte doğanın soyut özü model olarak alınmaktadır. Doğanın düzeni , arkitipi ve ideali oluşturmaktadır. Yaratma, orijinal yaratının tekrarıdır. Taklidin özünde ve başlangıcında doğa bulunmaktadır. İnsanın doğayı anlaması, daha farklı boyutlarda taklit etmesine sebep olmaktadır.
Ancak ne kadar entelektüel çaba içinde olursa olsun mimarların herkesçe çok iyi binanın unsurları olan "fonksiyon, teknik ve biçim" üçlüsünde kalarak gerçek mimarlık yapma olanağı yine de yoktur. Çünkü mimarlığın asıl bileşeni "tam bulunduğu yer"dir. Mimarlık ürünü bulunduğu yerin karakterini -yani onu başka yerlerden ayıran
İnsan ile ilkel hayvanın farkı, insanın repetitiv eylemlerinin farkına vararak sıkılması, ilkel hayvanların ise bunu yapamamasıdır. İnsanlar kısır döngülere kapılmaz, bunların anlamsızlığını çabucak kavrar ve kendini böyle sistemlerin dışına atar. İnsanın bu yeteneği -çizilen çerçevenin içinde kalmak veya dışına atlayabilmek yeteneği- yaptığı işin obje düzeyinden daha ileri bir farkındalık gerektirir, ki bu da kendi eyleminin farkında olmaktır. Bilinçli kafa yapısı, kendi üzerine yansıyabilen ve kendi performansını eleştirebilen kafa yapısıdır. (Hofstadter,1995)
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok