Öne Çıkan Kemal Yalçın kitaplarını, öne çıkan Kemal Yalçın sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Kemal Yalçın yazarlarını, öne çıkan Kemal Yalçın yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne çok isterdim Rum, Ermeni, Yahudi komşularımız olsun, evlerimiz birbirine baksın, çocukluktan gelen dostluklarımız olsun. Düğünler, bayramlar, cenaze törenleri, farklı yemekler derken bir dünya vatandaşı olur çıkardık. Ama mümkün olmadı malesef. Bu toprakları bırakıp gitmek zorunda kaldı çoğu, kalanları da çok dindar ve milliyetçi geçinen birileri kovdu 6 7 Eylül olayları ile. Herkes kötü biz çok iyiyiz öyle mi? Nah iyiyiz. O şöyle, bu böyle diye diye artik kendimize bile düşman olduk. Millet birbirini boğazlıyor. Sivas'ta onlarca insanı diri diri yakıyor, Başbağlar'da bunun intikamını alıyor kimileri, Alevi, Sünni, Kürt, Türk derken kimsesiz kaldık. Kendi derilerimiz içinde ıpıssız hayatlar sürüyoruz...Emanet Çeyiz, Honazli bir Rum ailenin mübadele sırasında kaçarken, kızlarının çeyizlerini Türk komşularına emanet etmesini, ve torun Kemal Yalçın'ın bu emaneti karşı tarafın torunlarına ulaştırmaya çalışmasının öyküsü. Gerçek hayat bazen kurmacadan daha şaşırtıcı ve gizemli olabiliyor. Çok can acıtan , kederli bir öykü bu. Selamlar saygılar...
Sofiya ve Eleni'nin Yunanistan'a geri dönmek zorunda kalırlarken bıraktıkları çeyizlerinin yıllar sonra torunlarına ulaştırılmaları , emanete verilen önem ve Türk-Yunan dostluğunun gizli kalmış duygusal anlatımı...
Mutlaka okunması ve her kütüphanede bulunması gereken bir eser...
"Ölmeden bir kere olsun memleketimizi göreydim!" diyenleri, "Beni de götür!" diyenleri doldurdum otobüse.
"Sür şoför Honaz'a!"
"Sür şoför! Uçur bizi Selanik'e, Kozlar'a, İnelli'ye, Köseler'e, Uçana'ya..."
"Sür şoför Vatalakos'a."
"Sür şoför Mirsina'ya, Grebena'ya, Vraşno'ya."
"Sür şoför! Doğru Ferizdağ'a...
Duyan geldi, duyan geldi Amasya'dan, Erbaa'ya kadar...
Her yıl, her yıl olmazsa beş yılda, on yılda bir aynı gün aynı saatte burda, orda, dünyanın her yerinde varlığı işlevinden utanan her tapınak, camileştirilmiş her kilise, müzeleştirilmiş her cami anadilinde çağırmalı insanları. Çan sesiyle gelmeli Müslümanlar kiliseye.Ezanla durmalı safa Hıristiyanlar camilerde... Herkes, ama herkes her dinden, her dilden baş başa vermeli. Yetmiyorsa diller anlaşmaya sessizliğin diliyle konuşmalı sessizliğin diliyle düşünmeli... Yobazlığın tanığı, barışın elçisi olmalıyız. Ne kin kalır, ne kör döğüşü; durulursa seller sevgi denizinde.
Eser, bir anı ve dönem inceleme çalışmasıdır. Kitap, Cumhuriyetin 10. yılında , özellikle yüksek öğretim kurumlarının kuruluşunu ve organizasyonunu sağlamak üzere ATATÜRK tarafından ülkemize davet edilen, Hitler zulmünden canını kurtarmaya çalışan ve ağırlıklı olarak yahudi bilim adamlarından oluşan çok sayıda fedakar insanın büyük güçlükler içeren yaşam öyküsünü anlatmaktadır. Kitabı okurken, her satırını büyük bir ilgiyle okuduğumu belirtmeliyim. Bunu sağlayan içerik ve yazarın başarılı kurgusu idi. Bir roman kurgusuna büründürerek konuyu öylesine etkili bir şekilde anlatmış ki. Satırları okurken, adeta olayları siz yaşıyorsunuz. İstanbul ve Ankara Üniversitelerinin kuruluşuna büyük katkısı olan ve ülkemizde iz bırakan isimler: Prof. Ernst Hirsch, Prof. Ernst Reuter, Paul Hindemith, Carl Ebert, Prof Dr. Albert Malche, Prof. Eduart Zucmayer ve Cornelius Bischoff. Kitapta, bu saydığım isimlerin ayrı ayrı dramatik yaşam öyküleri, bilimsel saygınlıklarını korumak için verdikleri mücadele kitapta başarıyla öyküleştirilmiş. Bu başarılı çalışma için yazar Kemal Yalçın'a bir okur olarak teşekkür ederim. Eğer, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren verilen mücadelelerin arka planını anlamak, bu gün 96. kuruluş yıldönümünü kutladığımız CUMHURİYET'imize sahip çıkmak istiyorsanız bu eseri okumanızı öneririm.
HaymatlosKemal Yalçın · İş Bankası Kültür Yayınları · 201128 okunma
Geldiği gibi bu dünyadan çekip gitti. işi değil, sürgün yılları, kaçışlar, yıkımlar , yenilgiler, ayrılıklar, hasretler, hayal kırıklıkları tuketmişti onun tükenmez sandığı yaşama gücünü...