Yirmi saat içersinde hayatımdaki en
değerli şeylere veda ettim ve sonunda yıldızları gördüğünde yeni bu dünyaya yepyeni bir insan olarak
gözlerimi açtım.
17 Ağustos 1999 depremi… Bu depremle Eskişehir ‘de yıkılan tek binanın altında yaşam mücadelesi veren insanlar… Çığlıklar, feryatlar, iniltiler… Ses duyurma mücadelesi, hayatta kalma savaşı, nefes alma isteği, son bir şans için edilen dualar… Kitabın yazarı o enkaz altında teyzesi ve abisi ile kalmış, yaşadığı hisleri, durumları, verdiği mücadeleyi o yirmi saati kaleme almış. Ruhunda ve bedeninde bıraktığı acıları kaleme almış. Deprem sonrası hayata bakış açısının nasıl değiştiğini anlatmış. İlk sayfalar biraz sıksa da o enkaz altını anlattığı yerlerde göz yaşlarımı tutamadım. Yakın zamanda yaşadığımız ve her anına şahit olduğumuz 6 Şubat depreminin taze acısını tekrar tekrar yaşadım. Aradan onca yıl geçmesine rağmen aynı olaylar ve aynı acılar… Allahım bir daha yaşatmasın. Depremde kaybedilen canlarımız yattığınız yer nurla dolsun, geride kalan yakınlara, bizlere sabırlar versin.
45 saniyede harabeye dönen bir ülke,en-
kazın altında yaşam savaşı veren genç
bir kız 17 Ağustos 1999; Eskişehir’de.
güzel bir yaz günü.Genç bir voleybolcu.
olan Meral Şurabatır evine gördüğünde,
ertesi gün nasıl bir dünyaya gözlerini
açacağını an korkunç kabuslarında.
bile göremezdi. O gece çatırdayan şey.
sadece yer kabuğu olmayacaktı.Kısa.
bir süre içersinde on binlerce beden.
milyonlarca ruh paramparça olacaktı.
Bazıları ise o gece hayatın ne kadar.
kıymetli olduğunu en acı şekilde öğre-
neceklerdir.
Meral Şurabatır enkazda geçen yirmi saat içersinde hayatındaki en değerli şeylere veda edecek ve sonunda yıldızları gördüğünde yeni bu dünyaya yepyeni bir insan olarak gözlerini açtı.