Muhammed Nur Doğan kitaplarını, Muhammed Nur Doğan sözleri ve alıntılarını, Muhammed Nur Doğan yazarlarını, Muhammed Nur Doğan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Âteşin âhımla eylersin bana teklif-İ bâğ
Bâğ-ban gül-berg-i handânın gerekmez mi sana
Bu ateşli ahlar ettiğim halle bana bahçede gezip dolaşmamı teklif ediyorsun. Ey bahçıvan, yoksa açılmış güllerinin sana gereği yok mu?
Muhammed Nur Doğan
“ Allah’ın nimetinden bahsetmek şükürdür.Bunu terk etmek nankörlüktür.
( Hadis-i Şerif)
Şükür, nimete büyük kemâl verir, gafilleri yola getirir.
Yandırıp cânım cihan-sûz etme berk-i âhımı
Âs-mân hur-şîd-i rahşânın gerekmez mi sana
-Canımı yakıp ahımın şimşeği ile cihanı ateşe verme. Ey gökyüzü, yoksa, parlak güneşin sana lâzım değil mi? -
Sirişk seylini deryâlara idem teslîm
Güneş yüzüñ gamını levh-i âsmâna yazam
Ey sevgili; senin ayrılığının acısı ile akıttığım gözyaşlarımın selini ulu ırmaklara teslim edeceğim; güneş yüzünün (hasreti ile çektiğim) gamları ise, gökyüzünün levhasına yazacağım.
Âşık, sevgilinin hasreti ile o kadar çok gözyaşı dökmüştür ki; bu yaşlar önce sele dönüşmüş ve daha sonra da -denizlere ulaşmak üzere- ulu ırmaklara teslim edilmiştir. Beyitte geçen “deryâ”, “levh” ve “yazam” sözcüklerine bakıldığında şairin burada Kehf suresinin 109. âyetine telmihte bulunduğunu söylemek gerekmektedir: “De ki; Rabbimin sözleri için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da ilâve getirsek dahi, Rabbimin kelimeleri bitmeden önce deniz tükenecektir.”
Çün felekden ‘Avnîyâ gamdur irişen âh ile
Bu perîşân-hatt olan evrâkı ber-bâd eylegil
Ey Avnî; mademki ettiğin ahlar yüzünden felekten sana dert ve gam erişmektedir; o hâlde, bu karmakarışık yazılarla yazılmış mektub(a benzeyen ahın)ı gökyüzüne gönder gitsin.
Gönül gamını niçe safha-i beyâna yazam
Kalemden od çıkuban korkaram ki yanayazam
Gönlümün gamını açıklamak için sayfalara nasıl yazayım ki?..
Korkarım, kalemden ateş çıkar da yanıveririm!
Âşık, gönlündeki ateşli gamları ve sıkıntıları açıklamak için bunları kâğıda yazmayı düşünmekte; ancak içindeki gamların kıvılcım hâlinde kalemin ucundan çıkarak herşeyi yakmasından korkmaktadır. Metinde geçen “yana yazmak” ifadesi, taşıdığı “neredeyse yanmak, az kalsın tutuşmak” anlamının yanında, Türkçede çok eskiden beri kullanılan “şaşırıp yanılmak, hata etmek” anlamına gelen bir deyimdir.
'Işk nakdi bir hazinedür aña yokdur zevâl
Mâlik olan 'Avnîyâ bir gence gencûr istemez
[Ey Avnî! Aşk akçası, (aslında) tükenmeyen bir hazinedir. (Ona) sahip olan kişi (artık) hiçbir (gerçek) hazinenin bekçisi olmak istemez.]
Hâsılı çün mezra'-ı dünyânun oldı gam bana
Yıllar ile ağladı hâlüm görüp Âdem bana
Şem' çün gördi gözüm yaşın derûnum ateşin
Bezm-i gamda akıdur gözyaşını her dem bana
- Avnî
(Ben dünya tarlasında gamdan başka bir ürün elde edemediğim için bütün insanlar benim bu halimi görerek yıllar yılı ağlayıp durdu.
Mum, gözümdeki yaşı ve içimdeki ateşi gördüğü için, gam meclisinde gözyaşlarını durmadan benim için akıtmaktadır.)
Gözü yaşıyla yazar sürhî yerini dem-be-dem
‘Avnîyâ eş‘âruñı levh-i dile mestûr iden
Ey Avnî; senin bu şiirlerini gönüllerinin levhasına nakşedenler, kırmızı mürekkeple yazılması gereken yerleri daima (kanlı) gözyaşları ile yazarlar.
Çün ecel sulh itdürür âhir nizâ'ı kaldurur
Pes nedür dünyâ içün bu kurı gavgâdan murâd
- Avnî (Fatih Sultan Mehmet)
(Mademki ecel, sonunda herkesi birbiri ile barıştırır, çekişmeyi sona erdirir;
O hâlde dünya için bu kuru kavgaya sebep ne?)
Dünyanın süslerinden el çekmeye niyetim var Yakında yokluk derler bir şehre seyahatim var Uçtu gitti bu göklerden inleyen gönül kuşum Fırsat bulamaz oldum yolculuk kederim var İçse bir aşık -ta kıyamete kadar ayılmaz Feleğin meclisinde -bilmem kadehinde ne haller var Bu haller ile ey gönül sağ olmaktansa alemde Dilberlerin gam derdinden ölmekte incelik var Gittikçe viran gönül ülkesini harap ediyor Zamanın bu cefasından bir şaha şikayet var Baş vermeye razıdır da dünyaya gönül vermez Ayrılık ehlinin ey Bâkî başında saadet var.
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var Yakında adem dirler bir şehre azîmet var Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var Nûş eylese bir âşık tâ haşre dek ayılmaz Bezm-i feleğin bilmem câmında ne hâlet var Bu hâlet ile ey dil sağ olmada âlemde Derd ü gam-ı dilberle ölmekte letâfet var Gitdükçe harâb eyler mülk-i dil-i vîrânı Dehrün bu cefâsından bir şâha şikâyet var Ser terkine kâ'ildir dünyâya gönül virmez Terk ehlinin ey Bâkî başında sa'adet var.