Cennet ile hayatı birbirinden bir nehrin ayırdığını düşünüyorum. Eğer nehrin üzerinde birçok köprü varsa, Tanrı, yolcunun hangi köprüden geçeceği ile çok ilgilenir mi?
"Başka nereye gidebilirdim ki? Ailem bir hekimin yanında çıraklık yapmamı istemiyordu. Çünkü üzülerek söylüyorum ki, Avrupa'nın her tarafında hekimlik yaptığını söyleyerek dolaşan bir sürü asalak dolandırıcı var. Paris'te büyük bir hastane var, Hotel Diev. Burası yoksulların götürüldüğü baş belası bir yer. Buraya gelen hastalar çığlıklar içinde ölüme sürükleniyorlar. Salerna'da da bir tıp okulu var. Burası da üzüntü verici bir yer.
Babam öteki Yahudi tacirlerle kurduğu ilişkilerden Doğu'da Arapların tıp bilimini bir sanat haline getirdiklerini öğrenmiş. Müslümanlar ISFAHAN'da hastaları gerçekten tedavi eden bir hastane kurmuşlar.
İşte İbni Sina'nın hekimlerini eğittiği küçük akademi bu hastanede.
........Bizim anlaşmamız sadece Tanrı'nın yasalarını öğrenmekti."
" Evet, öğrenmeyi kabul ettim. Ama zihnimi kapatmayı ya da düşüncelerimi saklamayı kabul etmedim. "
..Fransız yere tükürdü. “Almanları da, onların topraklarında olmayı da sevmiyorum,” dedi.
“Ama onların hemen yanıbaşında doğmuşsun.”
Charbonneu suratını astı. “İnsan bir deniz kenarında yaşayabilir ama gene de köpek balıklarını sevmez,” dedi.