T. E. Lawrence

Bilgeliğin Yedi Sütunu yazarı
Yazar
8.0/10
16 Kişi
139
Okunma
14
Beğeni
9bin
Görüntülenme

En Eski T. E. Lawrence Sözleri ve Alıntıları

En Eski T. E. Lawrence sözleri ve alıntılarını, en eski T. E. Lawrence kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Haramzade köpekler
Araplar toplanırken, ben ölülerin bağışlayagilcekleri giysileri olup olmadığına bakmak için savaşın olduğu vadiden aşağı indim. Ancak, Bedeviler önceden benimle gelmişler ve onları (Türkleri) derilerine kadar soymuşlardı. Bu, onlar için onur meselesiydi.
Lawrence'nin Demiryolu suikast planı
Hava yoluyla Türkleri tedirgin etmiştik: Tahrik edici akınlarla onları yanlış bir hedefe doğru çekiyorduk. Saldırılarını boşa çıkarmak için üçüncü kaynağımız demiryolunu engellemekti; demiryoluna duyulan ihtiyaç, esas kuvvetlerini savunma görevlerine ayırmalarını sağlayacaktı. Bu doğrultuda Eylül ortası için birçok sabotaj planladık. Ayrıca bir treni mayınlama fikrini de yeniden canlandırmaya karar verdim. Otomatik mayınlardan daha güçlü ve belirli bir şey gerekiyordu ve lokomotifin altında olacak bir patlayıcının elektrikle doğrudan ateşlenmesini hayal etmiştim. İngiliz lağımcılar beni denemeye teşvik ettiler. Özellikle de Mısır'daki başmühendis General Wright, deneyimlerimdeki düzensizliklere heyecanlı bir ilgi gösterdi. Bana önerilen aletleri gönderdi: Bir patlayıcı ve biraz yalıtılmış kablo.
Reklam
Hicaz Demiryolu'nda ki Osmanlı trenine suikast
Trende) gruptan (Türklerden) sağ kalanlar panik içinde çöle doğru kaçmaya başladılar, kaçarken tüfeklerini ve teçhizatlarını fırlatıp attılar. Bu, Lewis'in topçuları için bir fırsattı. Çavuş, açık kumlar cesetlerle dolana kadar vura vura acımasızca ilerledi
İsyancı Hain Arapların Hicazdaki Osmanlı Trenini Vahşice Yağmalaması
Bu kitabı okudukça, insanın sinir krizi geçiresi geliyor. Türk'üm diyen herkesin bu ihaneti bilmesi ve unutmaması gerek.) Vadide tuhaf bir manzara vardı. Çılgına dönmüş Araplar, başları açık, yarı çıplak, çığlıklar atarak, havaya ateş ederek, birbirlerini tırnaklarıyla ve yumruklarıyla tırmalayarak son sürat koşturuyor, yük vagonlarını patlatıyor, rayların kenarından söktükleri devasa balyalarla bir ileri bir geri yalpalıyor ve istemedikleri her şeyi parçalayarak savuruyorlardı. Etrafa yayılmış çok sayıda halı, düzinelerce şilte ve çiçek desenli yorganlar, yığınlar halinde battaniyeler, çeşit çeşit kadın ve erkek giysileri, saatler, tencereler, yiyecekler, süs eşyaları ve silahlar vardı. Bir yanda otuz kırk histerik kadın duruyordu, başları açıktı, giysilerini ve saçlarını yoluyorlar, çığlıklar atarak kendilerinden geçiyorlardı. Araplar onlara aldırmadan ev eşyalarını kırıp dökmeye, yağmalamaya devam ediyorlardı. Devler ortak mal haline gelmişlerdi. Her adam en yakınındakine taşıyabileceği kadarını çılgınca yüklüyor ve kendisi bir sonraki fantezisine yönelirken onu batı yönündeki boşluğa doğru kışkırtıyordu.
Kesin bir galibiyetten onur duyulamazdı, ama kesin bir yenilgiden çok şey kazanılabilirdi.
Türk yaralılar yerlerde yatıyordu ve ertesi gün hayatlarını kaybettiler.
Reklam
309 öğeden 411 ile 309 arasındakiler gösteriliyor.