Sezai Karakoç'un adını ilk defa felsefe öğretmenimiz
A. Vahap Kaya'nın (aynı zamanda yazar) mükemmel bir ses tonu ile okuduğu Ey Sevgili şiiri ile duymuştum. Vefat ettiği gün 1k'nın 10 yıllık geçmişinde hakkında en çok paylaşım yapılan yazar oldu kendisi. Bu kadar çok sevildiğini bilmiyordum. İslamcı camiayı yakından tanıyan gazeteci
Ruşen Çakır bugün Sezai Karakoç ile ilgili bir podcast yayınladı. Bu podcastte, Sezai Karakoç'un son zamanlarına kadar bile asla lüks ve şatafata meyil etmediğini, fikirleri iktidarda olmasına rağmen bu 'imkanlara' tevessül etmediğini anlatmış. Fikrilerinden bağımsız olarak, tutarlı kişiliği ile çok değerli bir yazarmış.
İlgili podcast: youtube.com/watch?v=78OEZf7...
Son dokunuşunu, saçlarımı düzeltmek için alnımda gezinen parmaklarıyla yapmıştı. Hiçbir sözcüğün anlam kazanmayacağını ikimiz de iyi biliyorduk. Bir kez daha yüzünü göremeyeceğimin hüznü, bir kez daha sesini duyamayacağımın acısı, sözcükleri yok etmişti. Kelimelere kıran girmişti ve o gün suskunluğu yırtma cesaretini nerede bulacağımı bilememenin çaresizliğine kapılmıştım.