Oyuncakçı amca,
Ne çok oyuncakların var;
Top, tank, tüfek, tabanca…
Gövdem titriyor,
Onlara bakınca!
N'olursun oyuncakçı amca,
Bundan böyle bizlere,
Oyuncak tüfekler yerine,
Ak yelkenli bir gemi,
Bir de süslü bebekler getir,
Unutma e mi?
Sonra oyuncakçı amca,
Senden aldığım tüfekleri,
Bozarak onlardan kuş yaptım,
Bana kızmazsın değil mi?
İmrenilecek çok şey var
Ağaçların nasıl çiçek açtığı
Suların dağların altından
Nasıl parçalanarak çıktığı
Ama en güzeli gene de
Bir şeyler için ölenlerin
Kavgalarındaki güzellik
Açlıklara, acılara rağmen
İki elinle sıksan hayatımı
Öfkeler çıkar, şiirler çıkar
Okur, adını dahi bilmediğim birisi
Abasının duldasında sabahlara kadar
Ellerimi dokunduğum her yerde
Çığlık çığlığa kıvranıyor hayat
Ve ölen arkadaşların giysilerini
Bir kere daha dürüp koyuyor analar
Çamaşır sandıklarına
Gözyaşları da çiçek açar
Bugün yurtyeri olsa da acılara
Kayaların en sarp yerlerindeki
Kırlangıç yuvalarını andıran alnın
Bir gün terli bir gelecek uçuracak
Sabahlardan akşamlara