Abdullah Demircioğlu

Hutbelerle İnsanlığa Sesleniş 1 yazarı
Yazar
10.0/10
9 Kişi
11
Okunma
9
Beğeni
894
Görüntülenme

Hakkında

Abdullah Demircioğlu Hocaefendi, 1949 yılında Trabzon’un Maçka ilçesinde dünyaya geldi. İlkokulu köyünde tamamladı. Ardından Trabzon İmam-Hatip Lisesi’nden ve sonrasında 1972 yılında Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun oldu. Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü’nde öğrenci iken Niğde’nin Çamardı ilçesinde “vaiz” olarak görev yaptı. Mezuniyet sonrası Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi ve Trabzon’un Arsin ilçesinde “müftü” olarak bu görevi deruhte etti. Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı İstanbul Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezinin açmış olduğu Kursa katıldı. İslamî ilimler alanındaki bu kursu başarıyla tamamlayarak Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nin ilk mezunlarından oldu. 1980’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nca, Belçika’daki devlet okullarında görev yapmak üzere İslam din dersi öğretmeni olarak atandı. Belçika’da ilkokul, ortaokul ve liselerde 17 yıl kadar İslam Din Dersi Öğretmeni olarak görev yaptı. İslam din öğretmenliği görevinin yanında hizmetlerinin daha aktif ve düzenli yürümesi için Belçika’da 1980’li yılların başlarında İslam Hizmet Vakfı’nı kurdu. Böylece İslami hizmet için ilk tohum atılmış oldu. Uzun yıllar bu vakıf çatısı altında dini ve çeşitli sosyal faaliyetler güzel bir şekilde yürütüldü ve halen yürütülmeye devam etmektedir. Bunun devamı ve meyvesi olarak 2005 yılında Belçika’da İslam İlahiyat Fakültesi’ni kurarak hizmette yeni bir çığır açmış oldu. Öncülüğünü yaptığı ve kurucusu olduğu İslam İlahiyat Fakültesi’nde İslâmî alanda dersler vererek hali hazırda üniversite öğrencisi yetiştirmektedir. Bunun yanı sıra “Tasavvuf” ve onun inceliklerini kürsülerden anlatarak insanımızın hidayeti ve doğru yolu bulması için büyük gayret sarf etmektedir.
Doğum:
Maçka, Trabzon, 1949

Okurlar

9 okur beğendi.
11 okur okudu.
5 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Üftade Hazretleri'nin talebesi olan Kadı Mahmut bir kış günü biraz gecikerek kalkmıştı. Bu sebeple hocasının suyunu ısıtmaya vakit bulamadı. Büyük bir üzüntüye gark oldu ve gözlerinden yaşlar damladı. Gayr-i irâdi bir şekilde su testisini göğsünün üzerine bastırarak "Allah" lafzını söylemekten başka bir şey yapamadı. O esnada hocası kapıda göründü. Kendisinden abdest suyunu getirip dökmesini istedi. O da çaresiz ve irâdesiz bir şekilde bu emre baş kesti ve büyük bir endişe içinde suyu hocasının ellerine dökmeye başladı. Su mübarek ellerine değer değmez Üftade Hazretleri, yavaşça başını kaldırdı ve talebesinin kaygılı haline nazar ederek tebessümle: Su biraz fazla ısınmış evladım, dedi. buna pek şaşıran Kadı Mahmut Efendi, hafif bir sesle: Nasıl olur efendim? Suyu ısıtmamıştim ki! dedi. Üftade Hazretleri de: Evladım! Farkında değilsin; bu su, odun ateşiyle değil gönül ateşiyle ısınmış, cevabını verdi.
Cuma namazının farziyeti hem ayet hem de hadislerle sabittir. Bu hususta da ulemâ bu namazın kimlere farz olup olmadığını açıklamışlardır. Zikredilen hadisle cumanın ehemmiyeti ortaya çıkıyor. Allah bizlere bu hadisleri ulaştıran sahâbîlerden razı olsun. Bizlere büyük hazineler nakletmişlerdir.
Reklam
Reklam