Alparslan Açıkgenç

İslam Medeniyetinde Bilgi ve Bilim yazarı
Yazar
Çevirmen
9.1/10
11 Kişi
53
Okunma
10
Beğeni
1.192
Görüntülenme

Hakkında

1952 yılında Erzurumda doğdu. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesinde tamamladı (1974). Yüksek lisansını Üniversity of Wisconsinde (1978) ve Doktorasını The University of Chicagoda (1983) yaptı. 1983 yılında ODTÜ Felsefe Bölümünde göreve başladı. 1984'te Yardımcı Doçent, 1987'de Doçent ve 1993'te Profesör oldu. 1985'de Chicago Üniversitesinde, 1995-99 arasında Malezya milletler arası İslam Düşüncesi ve Medeniyeti Enstitüsünde vazife yaptı. Sonrasında Fatih Üniverstesi'nde öğretim üyeliği yapan Açıkgenç bu görevine halen Yıldız Teknik Üniversitesi'nde devam etmektedir. Çok sayıda makalesi yanında, Veri Felsefesi (1992), Being and Existence in Sadrâ and Heidegger: A Comperati ve Ontology (Kuala Lumpur, 1992); Bilgi Felsefesi İslam Bağlamında Bilgi Bilimden Sistem Felsefesine (İstanbul 1992); Islamic Science: Towards a Definition (Kuala Lumpur 1996); Kavram ve Süreç Olarak Bilginin İslamileştirilmesi (1998); Scientific Thought and its Burdens (İstanbul 2000); İslam Medeniyetinde Bilgi ve Bilim (İstanbul 2006) isimli kitapları yayınlandı.
Tam adı:
Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç
Unvan:
Türk Öğretim Görevlisi, Yazar, Çevirmen
Doğum:
Erzurum, Türkiye, 1952

Okurlar

10 okur beğendi.
53 okur okudu.
1 okur okuyor.
35 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İlk İslâm Düşünce Okulu
Peygamberimizin özellikle Medine'ye hicretinden sonra gelen vahiyler, İslâm dünya görüşünün bilgi, insan ve değer yapılarını gittikçe zenginleştirmiştir. Nitekim Peygamberimiz Medine'de bir eğitim modeli oluşturan belirli kurumları inşa etmekle işe başladı. İşte bilgi geleneğinin başlangıcı da bu eğitim faaliyetleridir. Meselâ Medine'de Mescid-i Nebevî'nin önündeki kapalı alanda bizzat kendisinin kurduğu, "Suffe" denilen ve mensupları da "ashâb-ı Suffe" olarak bilinen okul, bu eğitim kurumlarından sadece biridir. Suffe, misafirlerin ve evi olmayan fakirlerin konaklaması için bir nevi misafirhane olarak tesis edilmişti. Fakat kısa zamanda okuma yazma, İslâm hukuku, Kur'an, tecvit ve diğer İslâmî ilimlerin Peygamber'in nezaretinde öğretildiği düzenli ikamet edilebilir bir okula dönüşmüştür. Ubâde b. Sâmit der ki: "Resûlullah, beni Suffe'de yazma ve Kur'an öğretmeni olarak görevlendirdi." Suffe'de kalanlar sadece eğitim ve ibadetle meşgul oluyor, başka bir işte çalışmıyorlardı. Peygamberimizin vefatına kadar onların çoğu evlenmiş değildi. Peygamberimiz, onların geçimlerini gelen ganimetlerle sağlıyor; böylece onlar da çalışmalarına ara vermek zorunda kalmıyorlardı. O halde Suffe'yi, ilk İslâm düşünce okulu olarak tanımlayabiliriz.
Sayfa 62 - İsam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam