Barbara Natterson-Horowitz, Harvard Üniversitesi'nde İnsanın Evrimi Biyolojisi Bölümünde Misafir Profesör. California, Los Angeles Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı'nda Kardiyoloji Uzmanı ve Tıp Profesörüdür.
1900'lerin başında bebeklerin acı hissedip hissetmediği araştırılırken ülkenin önde gelen hastanelerinden bazılarında korkunç deneyler yapılmıştı. Yeni doğmuş bebeklerin cildine tekrar tekrar iğne batırmak, kol ve bacaklarını çok soğuk ya da sıcak suya tutarak tepkilerini kaydetmek bunlardan birkaçıydı. Uzmanlar yenidoğanların acı hissetmediğinden o kadar eminlerdi ki yeni doğmuş bir bebeği bazen anestezi vermeden ameliyat edebiliyorlardı; bu uygulama 1980'lerin ortalarına dek sürdü. Yapılan işlemler arasında göğüs kafesinin açılması, akciğerlerin söndürülmesi ve büyük atardamarların bağlanması gibi majör kardiyovasküler cerrahi girişimler de vardı. Kaburgaları kırma ya da stemumu kesmenin yaratabileceği acıyı azaltacak bir farmakolojik madde verilmediği halde, ameliyat edilecek bebeğin hareket etmesini engelleyen -ve hiç kuşkusuz dehşete kapılmasına neden olan-geçici felç yaratan güçlü ilaçlar veriliyordu.
Çalışmalar, günışığından tasarruf amaçlı saat oynamalarında, sirkadiyen ritimdeki bir saatlik bozulmanın bile depresyon, trafik kazaları ve kalp krizlerini artırabileceğini gösteriyor.