Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cormac Cullinan

Cormac CullinanVahşi Hukuk yazarı
Yazar
8.7/10
6 Kişi
17
Okunma
2
Beğeni
1.143
Görüntülenme

Cormac Cullinan Gönderileri

Cormac Cullinan kitaplarını, Cormac Cullinan sözleri ve alıntılarını, Cormac Cullinan yazarlarını, Cormac Cullinan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hukuken bir nesnenin hak sâhibi olması inanılır bir şey değildir.
Sayfa 90 - PdfKitabı okuyacak
Bir şeyin değeri kullanıldığında anlaşılır derler. Bana göre yeryüzünün durumunun giderek kötüleşiyor oluşu da insanların özyönetişim yapılarının bozulduğunu ortaya koyuyor. İnsan davranışlarını düzenleyen yapılarımız yeryüzünü ve evimizi yıkımdan korumaya yetmiyor; çünkü bu yönde bir amaç taşımıyor. Yetersiz öz-düzenlemenin yarattığı sorunların yasal reformlar düzeyinde çözülmesi mümkün değildir. Sorun sadece kanunlarımızın, daha etkili kılınmak üzere düzeltilmesinden geçmiyor. Gerçek şu ki genel olarak bu kanunlar, altında yatan sakat bakış açısının tam bir görünümünü yansıtıyor. Yeryüzünün sürekli olarak tahrip edilmesi ve bu durumun meşrulaştırılması tesadüfi bir sonuç değildir; çünkü yasal ve siyasal kuruluşlarımız bu amaçla tasarlanmıştır. D..
Sayfa 89 - PdfKitabı okuyacak
Reklam
Mantık ne kadar değerli olsa da, yaşamın karışıklığı içinden gerçeği bulup çıkartmakta bâzen kalbimiz ya da sezgilerimiz çok daha iyi birer rehber olabilir.
Sayfa 89 - PdfKitabı okuyacak
Thomas Kuhn bir paradigmadan diğerine geçişin aşamalı olarak değil, paradigma kayması olarak tarif ettiği süreksiz, devrimci bir kırılışla gerçekleştiğini öne sürüyor. Bunun en güzel örneklerinden biri, güneşin dünyanın etrafında döndüğü görüşünü terk edip; ki bu inanç tanrının bizi evrenin merkezine koyduğunun bir kanıtıydı, tam tersinin geçerli olduğunu kabul eden Kopernik Devrimi'dir. Bu iki gerçek karşılıklı olarak birbirini dışladığından, bir görüşten diğerine aşamalı bir geçiş mümkün olmamıştır.
Sayfa 85 - PdfKitabı okuyacak
Arthur Schopenhauer
Herkes, kendi görüş alanının sınırlarını dünyânın sınırları zanneder.
Sayfa 82 - PdfKitabı okuyacak
Dünyayı astronotlar gibi oturup incelemeye kalkıştığımızda bile kültürümüzün teknoloji odaklı hayali mercekleriyle gördüğümüz şeyi çarpıtıyoruz. Thomas Berry'nin ortaya koyduğu üzere, dünya ile ilişkimizde otistik bir hale geldik. Kendi örnek modeline âşık olan sanatçı ve bi- lim insanları örneğinde olduğu gibi Toprak Ana'nın sıcaklığını ve duygusal cömertliğini dijital bir siber bebeğin yapay cazibesine değiştik. En derinlerdeki arzularımızı yerine getirmekten tamamen aciz; ancak her istediğimizi yerine getirmeye bir tık sesi kadar yakın teknolojik bir afet ya da iri bir kas yığını... Bunun getirdiği tehlike ise dünya ve birlikte yaşadığımız canlılarla olan fiziksel ve duygusal bağımızı kaybettiğimiz ölçüde bu cilalı yalanlara inanmaya daha meyilli hale gelmemizdir.
Sayfa 73 - PdfKitabı okuyacak
Reklam
HOMOSFER Biz insanlar, yüzyıllardır gerçek evrenden bambaşka bir insan dünyası yanılsaması kurmak için canla başla uğraşıp durduk. İçine doğduğumuz biyosferi reddederek kafamızda yalnızca insanların olduğu kocaman, hava geçirmez bir dünya yarattık. Bu uydurma insan homosferinin içinde o kadar uzun süredir yaşıyoruz ki artık bize dünyanın kendisinden daha gerçek geliyor. Kendi yaratımızla büyüleniyor, yaptığımız soyutlamalardaki zekâ ile hayranlığa düşüyoruz. Bu esnada camın dışındaki doğal dünyânın tahmin edilemez gizemli güzelliğini ancak nâdiren fark ediyoruz.
Sayfa 72 - PdfKitabı okuyacak
Descartes'ın akıl ile madde arasında yaptığı katı ayrımın artık geçerliliğini yitirmesidir. Descartes'in "beden mefhumu içinde akla dair bir şey olmadığı gibi akılda da bedene dair hiçbir şey yoktur” önermesinin doğru olmadığı ortaya çıktı. Bir yandan maddenin en temel nitelikleri akıl ile etkileşimi sonucu akla gelirken diğer yandan akıl giderek maddenin kendi doğası gereği sahip olduğu bir şey olarak görünüyor. Esasında artık giderek daha fazla bilim insanı maddenin kendi kendini düzenleme ve sonsuz sayıda yaratıcı yolla evrilme kapasitesine sahip olduğunu kabul etmektedir. Bu da şüphesiz ki bilince ait bir özelliktir. Dahası evrenin kendini meydana getiren ilişkilerin, kendine mahsus bir yakınlığa yetkin olduğuna dair kanıtlar giderek artmaktadır. Bilim insanları atomaltı parçacıkları arasındaki bazı bağlantıların, topluluktaki diğer parçacıklar ile araların- daki zamansal ve uzamsal mesafenin bir önemi olmaksızın sürdürüldüğünü, üstelik uzay/zaman boyunca içinden geçen bu eylem için enerjiye gereksinim duymadıklarını ortaya koymuştur. Bu durumun bir sonucu olarak böyle iki parçacığın etkileşime geçmesinin ardından ayrışması halinde, bunlardan yalnızca bir tanesinin gözlenmesiyle, her nerede olursa olsun. diğerinin davranışlarının tahmin edilmesi mümkün olmaktadır. Fizikçilerin bu bağları tarif etmekte kullandıkları “yerel olmayan" terimi ise bize yavan akademik azımsama ifadelerinin oldukça parlak bir örneğini sunuyor.
Sayfa 66 - PdfKitabı okuyacak
GERÇEKLİĞİ, EVRENİ VE DİĞER HER ŞEYİ YENİDEN DÜŞÜNMEK Okuldayken, Werner Heisenberg adlı bir fizikçinin, bir elektronun kütle ve hızının eşzamanlı olarak belirlenemeyeceğini ğini ifade eden belirsizlik ilkesini geliştirdiğini öğrenmiştim. Bir de, kendilerine özgü acayip ve akıl almaz bir nedenden ötürü, atomaltı parçacıklarının zaman zaman
Sayfa 64 - 65 - 66 - PdfKitabı okuyacak
İnsan Refahının Azalması Yerlere göklere sığdırılamayan teknolojik ilerlememize ve insan nüfusundaki hızlı artışa karşın, insan türünün de pek iyiye gittiği söylenemez. Bir yanda milyonlar tümüyle önlenebilir hastalıklardan dolayı ölümle pençeleşir ya da hayatını kaybederken, öbür yandan daha müreffeh ülkeler kendilerini ölümüne yiyip bitiriyor.
Sayfa 56 - 57 - PdfKitabı okuyacak
Reklam
Yeryüzü sistemleri, insan toplumuna zararlı etkiler doğuracak şekilde değiştiğinden, uluslararası toplum da, ekosistem- leri hiçbir bedeli olmadan sömürebileceğimize inancımızın artık geçerli olmadığını geç de olsa kabul etmeye başladı. İnsanoğlu ile etkileşim halinde olduğu ekosistemleri birbirine bağlayacak olan, doğadan insana doğru tek yönlü bir fayda akışı değil, bir geri beslenme döngüsüdür. Giderek çok sayıda kişi, iklim değişikliğinin problemin kendisi değil, insan uygarlığının hâkimiyet şekillerindeki yapısal bozukluğun altını çizen belirtilerden yalnızca bir tanesi olduğunun ayrıınına varıyor. Bununla birlikte, bu belirtilerin, altında yatan sebeplere dokunulmadan iyileştirilemeyeceğini, dolayısıyla türümüzün bu gezegendeki rolüne ilişkin inancımızı sorgulamamız ve davranışlarımızı ona göre düzenlememiz gerektiğini kabul eden hükümet sayısı son derece az.
Sayfa 54 - PdfKitabı okuyacak
Birçoğumuz şimdi değineceğim akıl yürütmelere başvurmuş ya da en azından bunlara kulak vermiştir. “Evet, şu an biz konuşurken yağmur ormanları kesiliyor, mercan kayalıkları ağartılıyor ve hepimiz bu tür olaylara göz yumulmaması gerektiğine katılıyoruz. Elbette ki barakalarda yaşayan insanların sayısı giderek artıyor ve bu insanlar zor bir yaşam sürüyor, ileride çocuklarımızın yaşaması için doğal dünyadan geriye bir şey kalmayabilir. Diğer taraftan hayat devam ediyor. Her neyse Dünya Ticaret Örgütü ve benzerleri, çokuluslu şirketler ve giderek tükenen benzinin kullanımını hızlandırmayı hedefleyen hükümetler karşısında ne yapılabilir ki? Eğer çok umutsuz hissediyorsanız, yapılabilecek en iyi şey, gidip son çıkan “yeşil" ürünlerden birini almak ya da bulunduğunuz yerdeki okulun geri dönüşüm projesine destek vermek. Ve hey! Kim bilir, biraz da şansla bilim insanları aslında işlerin o kadar da kötü olmadığını keşfeder ya da küresel ısınmayı geri çevirecek yeni bir yeşil yol buluverirler. Birileri, bir yerlerde bu işi sonlandırmaya çalışmak ve bu sorunu sonsuza dek çözmek durumunda."
Sayfa 48 - PdfKitabı okuyacak
Vahşiliktir dünyâyı koruyacak olan. Henri David Throeau
Sayfa 41 - PdfKitabı okuyacak
Aşmamız gereken şey, tam da vaşi ile hukuk, doğa ile uygarlık arasındaki bu yanlış ikiliktir. Çin sembolü Yin ve Yang gibi, bu kavramlar bir bü tünün parçasıdır ve önemli olan da birinin diğerine üstün gelmesi değil, aralarındaki devingen dengedir. Yapmamız gereken, hukukun Yang'ının derinlerindeki vahşi Yin noktasını ortaya çıkarmak ve dolayısıyla Yin'in vahşiliği içinde hukukun özüne ulaşmaktır. Varmak istediğimiz yer, vahşiliği ortadan kaldıran ve tek kültürlülüğün kör bir uyumunu destekleyen bir yönetişim anlayışı değil. İçimizdeki iyilik kalbimizin vahşi derinliklerinde gizlidir. Vahşilik, yaratıcılık ve tutkuyla, doğaya en yakından bağlı yanımızla ilişkilidir. Hepimizin içinde akan ve evrim sürecini yönlendiren yaşam enerjisinin bir metaforu olarak da düşünülebilir. Bu anlamda vahşilik, bizi tanımlayan ve bu gezegene en sıkı bağlarla bağlayan ebedi ve kutsal bir niteliğe sahiptir. Vahşilik ancak ve ancak uygarlığın o bildiğimiz geleneksel yolunun dışına çıkarak görebileceğimiz bir özelliktir. Bildiğimiz kadarıyla vahşiliği en açık şekliyle yabanda, vahşiliğin hüküm sürdüğü özel alanlarda görebiliriz. Ancak birçok kültürde, yabanın bilgelikle de sıkı bir şekilde ilişkilendirildiğini hatırlamamızda fayda var. İnsanların zaman zaman kafa karışıklığı ya da geçiş dönemlerinde gittiği, yeni anlama biçimlerinin ortaya çıktığı yer orasıdır.
Sayfa 41 - PdfKitabı okuyacak
304 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitapta "Yeryüzü İçtihadı" şeklinde tanımlanan bir kavram üzerinden, insanın doğaya rağmen değil, doğanın bir parçası olarak, tüm diğer varlıklarla birlikte hayat sürmesinin gerekliliğine vurgu yapılıyor. Alanla ilgili olmayan okurlar açısından bazı bölümleri itibariyle sıkıcı gibi dursa da ele alınan konuya getirilen yaklaşım bana oldukça orijinal geldi. Ayrıca oldukça hoş doğa tasvirleri de okurken adeta birer sürpriz gibi karşınıza çıkıveriyor.
Vahşi Hukuk
Vahşi HukukCormac Cullinan · Ayrıntı Yayınları · 201417 okunma
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.