Bir kadın bize çiçekleri sevdiğini söylese ama onları sulamasa, çiçekleri sevdiğine inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin yaşaması, gelişmesi için duyduğumuz etkin ilgidir. Bu etkin ilginin bulunmadığı yerde sevgi olmaz.
Birisini sevmek yalnız güçlü bir duyguya kapılmak değildir; bir karardır, bir yargıdır, bir söz vermedir. Sevgi yalnızca duygudan oluşsaydı birbirini ölünceye dek sevmek için söz vermek gerekmezdi. Duygular gelip geçicidir. Eyleme yargı ve karar karışmamışsa duygunun ölünceye dek süreceğini nasıl bilebiliriz.
Çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek sevgisine inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz etkin(aktif) ilgidir.Bu etken ilginin bulunmadığı yerde sevgi de yoktur.
“Türümüz akıldan bu kadar mı yoksun, tarafsızca sevmeyi bu kadar mı beceremiyor, kendini korumanın en basit gerekliliklerine karşı bu kadar mı kör ki, aptalca zekâsının son kanıtı, gezegenimizdeki tüm yaşamı imha etmek olacak? Çünkü sadece insanlar değil, kimsenin onları komünist ya da anti-komünist olmakla suçlayamayacağı hayvanlar ve bitkiler de zarar görecek.”
☆☆☆☆☆
Çevremizdekiler bizim davranışımızı anlamıyorlarsa anlamasınlar. Bizim sadece onların anlayabileceği davranışlar sergilememizi istemeleri, bize dayatmada bulunma çabalardır. Eğer bu onların gözünde "asosyal" veya "akılsız" olmak demekse bırakın öyle olsun. Onlar çoğunlukla bizim özgürlüğümüze ve kendimiz olma cesaretine içerlerler. Yapıp ettiklerimiz başkalarına zarar vermediği veya onların haklarını çiğnemediği sürece kimseye açıklama yapmaya veya hesap vermeye mecbur değiliz.
Sayfa 43 - Say Yayınları 5. Baskı Çevr. Orhan DüzKitabı okudu
Bize çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının, çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek 'sevgisi'ne inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz 'etken ilgi'dir.
Hayata, kendimize, başkalarına inanmak gerçekçiliğin sağlam zeminine dayanmalıdır; yani kötülüğü olduğu yerde görebilme, sadece aşikâr olduğu zaman değil; türlü çeşit kılıflara ve ussallaştırmalara büründüğü zaman da hileyi, yıkımı ve bencilliği görebilme yetisine dayanmalıdır.
Sayfa 37 - Say Yayınları 5. Baskı Çevr. Orhan DüzKitabı okudu