Novara, Mag-giore Hastanesi’nde Psikiyatri Başhekimi, Milano Üniversitesi Sinir Hastalıkları ve Zihinsel Hastalıklar Kliniği’nde öğretim üyesi olarak hizmet vermiştir.
"Sözcükler sessizlikten doğar ve sessizlik içinde ölür; bununla birlikte sözcükler hiçbir zaman sadece çehrenin, bakışların ve gözyaşlarının, tebessümün diliyle konuşan sessizlik kadar kırılgan değildir”
Kitabın yazarı Eugenio Borgna aynı zamanda bir psikiatrist olup, hastalarının ve hastanedeki diğer hasta-doktor ilişkilerinden hareketle kaleme almış bu kitabı. Kitap okurdan çok meslektaşı olan diğer doktorlara ithafen yazılmış gibi. Hastaların kırılganlıklarının boyutlarını anlatmaya çalışırken, sarf edilen düz bir sözün bile hastadaki yıkıcılığına özellikle değinmiş. Fazlasıyla insancıl bir yaklaşımla hasta doktor ilişkisi ele alınmış ancak kitabın kesik kesik ilerlemesi hayli dikkat dağıtıcı. Bu yüzden sıkıcı gelebilir. Bu kitabı edebi bir ürün olarak değil de yazarın günlüğü gibi düşünmek çok daha doğru olacaktır. Bolca alıntının bulunması da ayrıca günlük tadı katmış kitaba.
Sadece hasta doktor ilişkisinde değil, hayatta da böyledir bu. İletişimde olduğumuz her anda elimizden geldiğince ve kapasitemizin yettiğince ince olmak önemli diye düşünüyorum. Keza karşımızdaki insanın ne derdi olduğunu, ne yaşadığını asla bilemeyiz. Bu adı konmamış bir teşekkürdür bu yüzden.
Keyifli okumalar efendim.
Kırılganlığa 'anlambilimsel bir parantez' açıp, felsefi, dini ve sanatsal cümlelerle ilerleyen, akıcılığı düşük ama düşündürücü bir kitaptı. Özellikle kırılganlık konusuna psikiyatrist olarak şiirsel örnekler vermesi dikkat çekiciydi. Haricinde bazı cümlelerde verilmek istenen mesajın dolambaçlı yollardan iletilmesi anlam karmaşası yaşatabilmekteydi. Sevinç ve mutluluk arasındaki farklar, kırılganlığın yaşlılığa ve cinsiyete göre değişimi, kırılganlığa dair yazarlardan alıntılar değerliydi. Akıcılığa önem vermeyen; şiiri ve felsefeyi sevenler için okunmaya değer, ideal bir kitaptı.
"Sessizliğin, yalnızlığın, ele gelmezliğin ve gizin gölgeleriyle acılı bir şekilde delik deşik olmanın girdaplarına sürükleyişini nasıl anlatabiliriz?" diyor yazar ve bahsediyor. Kırgınlık; insanın kendi içinden çıkılamayacak karanlık dehlizlerinde gezinmek bazen kaybolmak bazen ise var olmak, kendini bulmak ya da yok olmaktır. İçe göçüştür kırgınlık. Sessizce isyan etmektir hayat karşısında.