"Derler ki" dedi sakin bir ifadeyle, "başına güzel bir şey geldiğinde çok sevinme ya da kötü bir şey olduğunda çok üzülme. Çünkü yeterince beklersen, her şey eski haline döner. Ancak bu durumun geçerli olmadığı mutluluklar vardır ve aynı zamanda da acılar. Özellikle de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmasına izin vermeyen acılar..."
Kitap hiç bitmesin istedim ama nihayetinde sona geldik. ...
Ben bambaşka bir son hayal etmiştim. O yüzden hayal kırıklığına uğradım biraz. Kişisel gelişimin ötesinde bir kitap olmuş bence. Öncesinde Sina ile gelişen olaylar ve sonrasında ki Endelüs'ün hayalini kurduğu Erdem okulu ile iki ayrı hayali bölüme ayrılmış kitap. İlk bölümde Sina'nın kendi içinde kurguladığı bir dünyaya herkesi nasıl dahil ettiğini, kendi kimliklerinden sıyrılıp Sinan'ın inandırmak istediklerine nasıl inandıklarını anlatırken;
İkinci bölümde ise, Endelüs'ün kendi benliklerini unuttup bilinc altında yatan sebeplerden dolayı farklı kişilik özellikleri gösteren insanların bunu fark etmelerini sağlamasını, onlara içsel bir yolculuk yaptırarak kendi benliklerini oluşturmaların da rehberlik etmektedir.
Tabi bu arada kendi kanayan yarası da deşildi. Bir insan kendine nasıl rehberlik edebilir burada da bize bunu gösterdi...
İkinci bölümü "Seyir" kitabına benzettim. Olay örgüsü tamamen farklı birbirlerinden sadece orada da "Ma" adında bi karekter gençleri dönüştürüyordu. Kendini buna adamıştı. Sadece bu kısmı ile bir benzerlik kurdum.