Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlhan Arsel

İlhan ArselŞeriat ve Kadın yazarı
Yazar
7.0/10
767 Kişi
1.892
Okunma
251
Beğeni
15,3bin
Görüntülenme

İlhan Arsel Sözleri ve Alıntıları

İlhan Arsel sözleri ve alıntılarını, İlhan Arsel kitap alıntılarını, İlhan Arsel en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1964 yılında Türkiye'de gezi yapan bir İngiliz yazar, anılarını anlatırken şöyle der: “Şu bir gerçek ki, eğitim görmüş bir Türk, kendi halkının cehaletinden ve ilkelliğinden büyük bir utanç duymaktadır."
Sayfa 561
Her ne kadar kölelerinden bazılarını azatlasa da, çoğu zaman bu azatladıklarını ömrü boyunca hizmetinde tutmuştur. Örneğin "Zeyd İbn-i Harise"yi (ki karısı Hatice'ye verilen bir köle olarak kendisine almıştır), Müslümanlığı kabul etti diye azatlamış, daha sonra "Zeynep b. Cahş" ile evlendirmiş, az geçmeden Zeyneb'e âşık olmakla onun Zeyneb'i boşamasına sebep olmuş, bunun üzerine Zeyneb'le evlenmiş, fakat buna rağmen Zeyd'in ölümüne kadar onun hizmetinden yararlanmıştır. "Sefine" ile "Yesar" adındaki kölelerini, yaşamı boyunca kendisine hizmet etmek şartıyla azatlamıştır. Cariyelerini, genellikle kendi ev hizmetinde tutardı, içlerinden bazılarını (örneğin Marya'yı) cinsel ihtiyaçlarını gidermek için kullanırdı. Erkek kölelerini de arazilerinde ve hurmalıklarında çalıştırırdı.
Reklam
Cinsiyet Esasına Dayalı Eşitsizlikler
İslam şeriatı, tıpkı' diğer semavi dinler (Yahudilik ve Hıristiyanlık) gibi, fakat onlardan çok daha insafsız olacak şekilde, kadınlar ve erkekler arasında ölçüsüz eşitsizlikler yaratmış ve kadınları aşağılatır nitelikteki bu eşitsizliği Kur'an ve hadis hükümleriyle geçerli kılmıştır.
Irkçı bir Peygamber ile karşı karşıyayız.
Arap ırkının özlüğüne (safiyetine) önem veren Muhammed, Arap­ların başka ırklarla karışmasını istemezdi. Biraz yukarda gördüğümüz gibi Müslüman Arap'ın, Arap olmayan Müslüman ile (yani "mevali" ile) evlenmesini yasaklamıştı: "Ey Arap'lar! içinizde mevalf ile evlenenler kötü davranmış olurlar" derdi. Fakat asıl endişe ettiği şey, Arapların zencilerle evlenmeleri idi. Çünkü siyah ırkı, daha doğrusu zencileri, "çarpık" ve "bozuk" bir ırk olarak görürdü; zenci bir kadından doğacak olan çocukların da sakat ve çarpık olacaklarını söylerdi. Şöyle derdi: "(Ey Arap!) Kendinden olanla ve kendi denginle evlen ve yapacağın çocukların (gelecek kuşakların) safiyeti bakımından dikkatli ol ve asla zenci ile evlenme; çünkü zenciler bozuk, çarpık yaratıklar olduklarından onlarla evlenenlerin çocukları da sakat ve çarpık olur." Al-Muttaki Hindi, Kanz Al-Umnal fi sunan al-Akval (Haydarabad) c.8 s. 24-28
Sayfa 367Kitabı okudu
Kur'an'da; "Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü... Erkekler kadınlar üzerinde hakimdirler..." (Nisa Suresi, ayet 34) ya da; "Erkeklerin (kadınlardan) bir üstün dereceleri vardır" (Ba­kara Suresi, ayet 228) şeklinde, ya da kadının şahitliğinin bir erkeğin şahitliğinin yarı­sı değerinde olduğuna, ya da mirasta kadının hakkının erkeğin­kinin yarısı olduğuna dair yer alan hükümler yanında Muham­med'in; "Kadınlar dinen ve aklen dun'durlar" ya da "Namaz kıla­nın önünden eşek, domuz, kadın geçerse namaz bozulur" ya da; "Uğursuzluk ev'de, at'da. ve kadındadır" şeklinde bıraktığı nice hadisler kadın erkek arasındaki 1400 yıl­lık eşitsizliğin temellerini oluşturur.
Ne eşitlik ama...
Öte yandan Kur'ân'ı kadın hak ve özgürlerinin kaynağı gibi görenler ve ayetlerden örnek getirenler bu âyetlerin kadının gerçek anlamda "hak" kavramına yabancı kılıcı nitelikte olduğunun farkına varamamışlar ya da varmamış gibi davranmışlardır. Örneğin; Nisâ Sûre’sinin 7. âyetini "mal edinme" konusunda kadın-erkek eşitliğine kanıt sayanlar, aynı sûre'nin 11. âyetindeki "Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar (pay) tav­siye eder" hükmünün böyle bir eşitliği kökünden süpürdüğünü düşünmek istememişlerdir.
Reklam
Payitaht Abdülhamid:-)
İİ. Abdülhamid müslüman halkın yaşamını en ince noktasına varıncaya kadar denetim altında tutmayı, devletin temel görevlerinden biri sayardı. Kadınların çarşaflarının inceliğini, kalınlığını ölçtürür ve sokaklarda şık giysilerle dolaşmalarını ya da Hıristiyan kadınlarla ahbaplık kurmalarını ve gayrimüslimlerin bol olduğu yerlerde (örneğin Pera gibi yerlerde) bulunmalarını yasaklardı.
Sayfa 454 - Kaynak yayınlarıKitabı okudu
Ne var ki Muhammed'in Kur'ân'a koyduğu hükümlere göre Tanrı'nın bu şekilde davranması biraz adâletsiz olmaktadır, çünkü Kur'ân'a göre Tanrı, dilediğini "imanlı" (yâni "müslüman") ve dilediğini de "imansız" (yâni "kâfır") yapandır (Örneğin Bkz. En'âm sûresi, âyet, 125). Üstelik "kayyûm"dur (K. Bakara 255); bütün yarattıklarının "idâresini" bizzat yürüten ve hepsini hesaba çekendir. Şu durumda Muhammed'in Tanrısı, hem kul'larını imansız kılıp hem de "imansızdırlar" diye cezalandırmak sûretiyle adâletsizliğin temsilciliğini yapmış olmuyor mu?
Muhammed, horozların melek gördükleri zaman öttüklerine ve eşeklerin şeytan gördükleri zaman anırdıklarına da inanmıştı; şöyle derdi: "Horozların öttüğünü işittiğinizde (dileklerinizi) Allâh'ın fazl-u kereminden isteyiniz. Zirâ horozlar melek görmüşler (de öyle ötmüşler)dir. Merkebin anırmasını işittiğinizde de şeytan(ın şerrin)den Allâh'a sığınınız (ve: Eûzu bi'llâhi mine's-şeytâni'r-racîm, deyiniz). Çünkü merkep şeytan görmüş de (öyle anırmış) dır". [Bkz. Diyânet'in "Sahih-i Buharî Muhtasarı ..." adlı yayınlarının 9.cu cildinin 66-67 sayfasında yer alan 1363 sayılı hüküm
Epub
Ölüyü de mi
Muhammed'in buyrukları olarak insanlarımıza bellettiği din verilerine göre oruçlu kişi, hayvanla, ya da ölü insan vücudu ile cinsel ilişkide bulunacak olursa, orucu bozulmuş sayılır; bu gibi hallerde kişinin "kaza orucu" tutması gerekmektedir (Bu tür hadîs'ler için Diyânet'in yayınladığı Diyânet Dergisi'nin., Cilt 11, sayı 6, sh. 340 bakınız).
Epub
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.