Jean-Louis Mattei sözleri ve alıntılarını, Jean-Louis Mattei kitap alıntılarını, Jean-Louis Mattei en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazı anlar hayatımızda çok önemlidir. Bazen bu gerçekler aklımızdan geçmez, bazen de tam tersi bu anın önemini çok iyi hisseder ve tereddüt içinde kalırız.
LESBİA 'NIN SERÇESİ
Ağlayın ey Venüs 'ler; ey Eros' lar;
Ve sevmeyi bilen bütün insanlar.
Serçesi öldü kız arkadaşımın;
Kendi gözünden bile çok sevdiği;
O sevimli serçe.
Tatlıydı bir bal kadar, annesini tanıması gibi bir kızın
Tanırdı sahibesini;
Her an onun göğsünde;
Ne var ki bir sağa; bir sola sıçrayarak
Sahibesine doğru cıvıldayıp dururdu.
O ; şimdi karanlık bir yolda yürüyor;
Birileri; oradan kimse dönmedi diyor.
Lânetler olsun size; ey Cehennem'in
Karanlıkları; yutuyorsunuz çünkü her güzel şeyi:
Kopardınız benden o şipşirin serçeyi.
Ne felaket! Vah sevimli serçecik!
Senin yüzünden şimdi; ağlaya ağlaya;
Kız arkadaşımın küçük gözleri döndü kan çanağına.
BİR EVLİLİK ÜZERİNE
Gemellus, Maronilla ile evlenmeye aday:
İstiyor, ısrar ediyor, yalvarıyor , armağanlar veriyor.
O kadar güzel mi? Tersine çirkin mi çirkin!
O zaman nesini beğeniyor acaba? Öksürüyor... [ölmek üzere]
SEPTUMİUS İLE ACME
Septumius; aşka düşmüş Acme 'yi
Kollarına alarak: '' Ey ; benim sevgili Acme 'm;
Şâyet bir çılgın gibi sevmezsem seni
Gelecekte de hazır değilsem sevmeye
Ve bütün gücümle bu aşkı sürdürmezsem;
O zaman tek başıma kurak Libya 'da veya Hintistan 'da
Yeşil gözlü bir aslana atsınlar beni."
Dedi. O zaman; Aşk daha
ÖPÜCÜKLER
Ey Lesbia, senin kaç öpücüğün
Bana yeter de artar, diye soruyorsun.
Güneşten kırmızı İupiter tapınağı ile
Eski Battus 'un kutsal mezarı arasında
Sakız üreten Cyrene' deki
Libya kumunda ne kadar tane varsa,
Veya sessiz gecede ne kadar yıldız
Görürse gizli aşklarını insanların,
O kadar çok sayıda öpücük
Ne yeter ne artar çılgın Catullus 'a,
Meraklı olanlar sayamazlar onu
Büyü de yapsalar şom ağızlarıyla.
Vergilius, yaşamının büyük bir bölümünü, Napoli civarında satın aldığı villada geçirdi. Orada kaleme aldığı Aeneis, Yunanistan'a yaptığı bir yolculuktan dönüp M.Ö. 19'da Brindisi'de ölünce yarım kaldı. Şairin son isteği, söylentiye göre, ''Aeneis'i yakın.'' olmuştur. Ne var ki, Augustus'un buyruğuyla bu destan yayınlanmış ve kısa bir süre sonra da Latin dünyasının ulusal destanı olarak büyük bir değer ve önem kazanmıştır.
Açılmamışken, nasıl da rahattı insanlar!
Mavi suları henüz küçümsememişti çamdan gemi,
Gezgin denizci o bilinmedik ülkelerde
Çıkarı için yabancı mallarla doldurmamıştı teknesini.
O zamanlar güçlü boğa sapana koşulmamıştı henüz,
At, ısırmamıştı evcilleştirilen ağıyla gemlerini.
Kapısı yoktu hiçbir evin, Tarlalara belirli bir sınır
Çizen ve arsalara konulan taşlar da yoktu.
Meşeler kendiliklerinden bal verirdi ve aynı şekilde
Koyunlar memelerinin sütünü sunardı kaygısız insanlara.
Ordu yoktu, öfke yoktu, savaş yoktu, zalim demirci de
Düşmanca hünerini gösterip kılıç da yapmamıştı henüz.
Şimdiyse İupiter efendimizin zamanında hep cinayet, hep yara,
Şimdi deniz, şimdi bin türlü apansız ölüm şekli var.
Bağışla beni Peder: Yeminimi bozmuş değilim Tanrılara karşı:
Hakaret etmiş değilim ki korkayım.
Bize verilen yılların sayısını doldurmuşsak, izninle,
Şu satırlardan oluşan bir yazıt konsun kemiklerimin üstüne:
MESSALA'YI HEM KARADA HEM DENİZDE TAKİP EDERKEN
GADDAR ÖLÜMÜN TÜKETTİĞİ TİBULLUS YATIYOR BURADA