8.5/10
25 Kişi
69
Okunma
9
Beğeni
2.278
Görüntülenme

Kılıç Ali Sözleri ve Alıntıları

Kılıç Ali sözleri ve alıntılarını, Kılıç Ali kitap alıntılarını, Kılıç Ali en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eski Maarif Vekili Vasıf Bey merhum bir gün Atatürk'e:
"- En büyük inkılap eseriniz hangisidir?" Diye bir sual sordu. Atatürk derhal Vasıf Bey'e: "- Benim yaptıklarım birbirine bağlı ve lüzumlu işlerdir. Bana yaptıklarımdan değil yapacaklarımdan sorunuz! " Diye cevap vermişti. Atatürk yaptıklarını söylemez, yaptıkları ile katiyen övünmezdi. Atatürk'ün elde ettiği namütenahi zaferlerin, muvaffakiyetlerin hiçbirisi tesadüfün ve talihin eseri değildi. Hepsi dehasından çıkan eserlerdi.
Sayfa 140 - CumhuriyetKitabı okudu
Bu arada diğer bir muallim de şöyle bir sual sormuştu:
"- Paşam! Din lüzumlu bir şey midir? Hilafetin kaldırılması iyi mi olmuştur?" Atatürk bu suale gayet sakin bir tavırla hemen şu cevabı vermişti: "- Evet, din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler menfur kimselerdir. İşte biz bu vaziyete muhalifiz ve buna müsaade etmiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar saf ve masum halkımızı aldatmışlar. Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir.
Sayfa 137 - CumhuriyetKitabı okudu
Reklam
"Bilemezsiniz ne zaman ki, Askeri Rüştiye mektebine girip de mektebin resmi üniformasını giydim, işte o zaman adeta benliğime hakim olmuşum gibi bana bir his, kendime bir kuvvet geldi. Bu elbiseyi giydiğim zaman on beş, on altı yaşındaydım..."
Sayfa 27 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Atatürk kendini medhü sena edenlere fena halde sinirlenirlerdi. Hatta kendisine bazen (Büyük Atatürk) diye hitap ettikleri vakit adeta hiddetlenirler: "- İsmime böyle riyakar kelimeleri karıştırmayınız." Derlerdi.
Sayfa 138 - CumhuriyetKitabı okudu
Atatürk'ü bunları telaffuz ederken düşünemiyorum :D
Atatürk'ün kendilerine mahsus telaffuz ettiği bazı kelimeler vardır: Mesela, tabancaya tapanca, kırbaca kırpaç, henüze henüs, muhakkak'a muhakkaka(bilhassa bu kelimeyi çok severler yeni dil teorisinde bu suretle değiştirilmesini çok arzu ederlerdi) yoğurta yuğurt, sarhoşa sarfoş derlerdi.
Sayfa 107 - CumhuriyetKitabı okudu
Mustafa Kemal'in yapmak istediği muazzam hareket için maddî ve manevi büyük mahrumiyetler ve zorluklar içinde bulunulduğu karargâh binasının havasında derhal hissediliyordu.
Sayfa 10 - Sel Yayınları, Nisan 1955, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Kılıç Ali Milli Mücadele tarihimizin silinmez bir simasıdır. 1920'den Atatürk'ün ölümüne kadar T.B.M.M'inde Gaziantep'i temsil etti... Kılıç Ali Atatürk'ün mahremiyetine girmiş sayılı insanlardan biridir; cenup cephesindeki hizmeti bittikten sonra, büyük kurtarıcı, onu yakınları arasına aldı; tam bir teveccüh ve derin bir muhabbet gösterdi. Son dakikasına kadar ne o Ata'sının yanından ayrıldı, ne de Ata, onu yanından ayırdı; gözlerini kaparken başı ucunda bulunan birkaç kişiden biri de O'dur...
Sayfa 11 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
İsmet Paşa, Lozan hakkında beyanatını yaparken: «Fevkalâde karışık, dolaşık, bulutlarla örtülü bir muhit içerisinde yol gösterici, isabeti nazar, gerek harp hayatında ve gerek sulh hayatında bizi irşat eden Mustafa Kemal Paşa olmuştur. Aldığım vazifede muvaffakiyet hâsıl oldu ise, gerek harpte ve gerek sulhta başlıca âmil olarak Mustafa Kemal Paşayı millet muvacehesinde ifade ediyorum.»demişti.
Sayfa 130 - Sel Yayınları, Nisan 1955, İstanbulKitabı okudu
Muallimlerden biri Atatürk'e:
"- Paşam! Birçok Avrupalı muharrirler yazdıkları eserlerinde sizi (diktatör) diye vasıflandırıyorlar. Buna ne buyurursunuz?" Diye bir sual sormuştu. Atatürk bu suale gayet soğukkanlılıkla ve gülerek cevap verdi: "- Ben diktatör değilim ve heveslisi de olmadım. Benim diktatör olmadığıma şuradan hüküm veriniz, ben diktatör olsaydım siz bana bu suali soramazdınız!"
Sayfa 136 - CumhuriyetKitabı okudu
Sakarya muharebesine kadar Mustafa Kemal hiç bir askerî rütbe taşımıyordu. Malûm olduğu üzere askerlikten istifa etmiş, İstanbul hükümeti kendisini idama mahkûm etmişti. Bu muharebeden sonra, Sakaryadan sonradır ki, 19 eylül 1921 de Büyük Millet Meclisi kendisini Müşir (Mareşal) yaptı ve ona Gazi Ünvanını verdi.
Sayfa 64 - Sel Yayınları, Nisan 1955, İstanbulKitabı okudu
103 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.