Luis Bunuel

Son Nefesim yazarı
Yazar
9.2/10
8 Kişi
46
Okunma
11
Beğeni
2.114
Görüntülenme

Luis Bunuel Gönderileri

Luis Bunuel kitaplarını, Luis Bunuel sözleri ve alıntılarını, Luis Bunuel yazarlarını, Luis Bunuel yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ölüm Üzerine
Bir üzüntüm var: neler olup bittiğini artık bilememek! Sürekli değişen bir dünyadan koparılıp alınmak! Sanki bir dizinin orta yerinden koparılıp alınır gibi. Öyle sanıyorum ki ölüm sonrasına duyulan bir merak eskiden pek yoktu. Veya hiç değişim göstermeyen bir dünyada daha az rastlanıyordu. Bir itirafım olacak: Kitle iletişim araçlarına duyduğum nefrete rağmen her on yılda bir, ölüler dünyasından uyanabilmeyi, bir gazete bayiine kadar yürüyebilmeyi ve bir iki gazete almayı isterdim. Başka bir şey dilemezdim. Kolumun altında gazetelerim, soluk benzimle duvarların dibinden usulca geçer, mezarlığa dönerdim. Yeniden uykuya dalmadan önce, dünyadaki felaket haberlerini okur, sonra da mutlu bir şekilde, güven verici sığınağımda yeniden uykuya dalardım.
Anma olayı adına yapılan tüm törenleri ve tüm büyük insan heykellerini yapmacık bulurum. Ne işe yararlar ki? Yaşasın unutmak! Saygınlık yalnızca sessizlikte vardır bana göre.
Reklam
Her şeyi anlamak hırsı -bütün yaşamım boyunca aptalca sorular sordular: "Bu neden? Şu niye?- ardından da onu küçültmek, basitleştirmek isteği, işte doğamızın en feci yönleri! Yazgımızı rastlantıya bırakabilsek ve hayatımızın gizini cesurca kabullenebilsek, işte o zaman saflığa benzeyen katıksız bir mutluluğa çok yaklaşmış olurduk.
Her şeyin başı rastlantıdır. Zorunluluk ancak ondan sonra gelir ve aynı saflıkta değildir.
Çanlar Kimin İçin Çalıyor?
Pilar köyünün çanlarıyla yönetilen yaşam, tekdüze ve sanki sonsuza dek hep böyle gidecekmiş gibiydi. Çanlar yalnız dinî törenleri haber vermekle kalmayıp günlük yaşamda rastlanan olayları da duyururdu. Bir de "toque de agonia" denilen ve acı bir haberi duyurmakta kullanılan özel bir çan çalma biçimi vardı. Çanlar ölüm döşeğinde olan bir köylü için ağır ağır, bir genç için derinden ve gür, çocuk için ise daha hafif çalardı. Tarlalarda, yollarda ve sokaklarda insanlar durup "Kim ölüyor acaba?" diye sorarlardı.
"kubrick'in paths of glory'sini, fellini'nin roma'sını, sergei eisenstein' ın potemkin zırhlısı'nı, marco ferreri'nin la grande bouffe'unu çok severim. la grande bouffe, bence hedonizmin bir anıtı, tensel isteklerin büyük bir trajedisi, bir başyapıtıdır. jacques becker'in goupi mains rouges ve rene
Sayfa 295
Reklam
80 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.