Kimse yanında Neal Cassady gibi bir koca istemez. Ama Jack Kerouach da dahil olmak üzere, herkes ona aşık olur. kimileri ona büyük serseri der, kimileri yalancı ve bazıları da büyük dolandırıcı demektedir. Yazarken özenli kelimeler seçmeden bütün hissettikleri ile mektuplarını yazar. Ama bu özensiz kelimeleri anlamak için altını çizdiğimiz sayfalara geri dönmek zorunda kalırız. Aynı, kendi varlığını sürekli olarak geçmişinde arayan Neal gibi. Cassady kendini geçmişinden, o anda göz bebeklerinden içeriye süzülen dünyayı hatırlayarak kurtarır. Tam anlamıyla o anın içerisinde yaşamak adına, durmadan yürür. Bu kitap da, o yürüyüşün yalın bir anlatısıdır.
