Pervin Erbil sözleri ve alıntılarını, Pervin Erbil kitap alıntılarını, Pervin Erbil en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Erkek, kadını bedeni üzerinden aşağılamaktadır ama aynı "aşağılık" beden içinde oluşmakta ve üstelik bu bedenin ''en aşağılık organı" aracılığıyla dünyaya gelmektedir. Bu, onun açısından kabul edilmesi olanaksız bir durumdur. Tinsel· ve düşünsel anlamda böyle bir paradoksu yaşayan egemen, sorunun içinden gerçeği yadsıyarak çıkmaktadır: O kadının bedeninden değil, kadın onun bedeninden gelmiştir.
Erkeğin egemenliğini yerleştirmek için attığı en önemli adımın hukuksal düzenlemelerde bulunmak olduğu söylenebilir. Erkek çıkardığı yasalarla kadının haklarını kısıtlarken,onu kendisine tabi kılmaktaydı.
Sappho, içinde bulunduğu ataerkil toplumun değerleri karşısında, siyasal konularda söz söyleme cesareti ve kadına yönelik sevgisiyle özgün ve onurlu bir kadın duruşudur.
Onun İÖ 610-580 yılları arasında Lesbos'ta yaşadığı yıllarda Yakındoğu'da olduğu gibi Ege'de de kadın dört duvarın arasına kapatılmış bir "eşya" ya da
"[...] erkeğin egemen olduğu sosyoekonomik yapılanma içinde üretimin ve paylaşımın niteliği eşitlikçi ve komünal olmaktan uzaktır. Dolayısıyla bu yapı varlığını korumak ve geliştirmek için "zor"a başvurmak durumundadır ve mevcut durum, yeni toplumsal ilişkileri ister istemez kendi özelliklerine göre biçimlendirecektir. [....] Klan demokrasisinin eşitlikçi toplum yapısı ekonomik yaşam içinde kadına yüksek bir değer biçer ve anaerkil yapılanmayı desteklerken, erkeği ezmemiştir. Ancak erkeğin ekonomik yaşam içinde baskın konuma geçtiği, eşitsizlik ile sömürüyü besleyen ve şiddeti esas alan, kilit noktaları erkekler tarafından tutulmuş siyasal mekanizmanın toplumsal yaşamın bütün alanlarına nüfuz ettiği bir ortamda, kadının, "klan demokrasis nin" diğer cinsi gibi, özgür ve eşit bir birey olarak kalabilmesi olanaklı değildir. Nitekim yeni yapılanma onu alabildiğine ezerek aşağılamış, özgürlüğünü elinden alıp toplumsal konumunda büyük bir altüst oluşa yol açmıştır."
Sayfa 63 - Arkadaş Yayınevi 4. Baskı 2015Kitabı okudu
"Gelenek, görenek, töre, örf, adet gibi adlar alan sosyal normlar değişen ölçüde yaptırım gücüne de sahiptir. Teşhir etme, yergi, kınama, ayıplama, yadırgama, küçümseme, aşağılama, alaya alma ve dışlama başlıca cezalandırma biçimleridir."
Sayfa 74 - Arkadaş Yayınevi 4. Baskı 2015Kitabı okudu
"Dil olmadan her düşüncenin karanlık" olduğunu belirten Humboldt, "düşüncelerimizin sürekli olarak dil içinde geliştiğini, dille berraklaştığını ve dille gerçekleştiğini" vurgular.