Soren Kierkegaard : "Ve en üst anlamıyla yola çıkmak kendi benliğinin farkına varmaktır."
Friedrich Nietzsche : "İnsanı keşfetmek zordur, insanın kendisini keşfetmesiyse en zorudur."
Alfred Adler : "Öyle görülüyor ki, kendini tanımak ve değiştirmek, insan için yapılması hepsinden zor bir iştir."
Miguel de Cervantes : "Gözlerini kendine çevir kendi kendini tanımaya çalış; varılması en zor olan bilgi budur."
Yunus Emre : "İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır."
Mevlana : “Dünyayı iyi bilen aldanmaz, ahireti iyi bilen aldatmaz. Kendini iyi bilen aldatılmaz.”
Geçmiş günlerin anılarına daldım, ama bütün bu anılar bir efsunla sanki, benden uzaklaşmış, kendi bağımsız hayatlarını yaşıyorlardı. Ben sadece uzak ve biçare bir seyirciydim, onlarla aramda derin bir uçurum açılmıştı, anlıyordum.
Birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, birbiriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! O görmeler yüzünden gözlerim, eşyanın yüzeyinde, ruhu özü örten o ince ve sert kabukta aşındı. Artık hiçbir şeye inanmıyorum.
Gözlerinin parıltısına, rengine, kokusuna, hareketlerine öylesine aşina idim ki, ruhlarımız önceki bir hayatta, cisimsiz maddesiz bir âlemde karşılaşmış da tek asıldan, tek maddeden oluşmuş, böylece bizim yeniden birleşmemiz âdeta kaçınılmaz olmuştu. Ben bu hayatta da onun yanında olmalıydım. Hiçbir zaman el sürmek değildi istediğim; gövdemin görünmez ışınlarının ona değmesi bana yetiyordu. Korkunç macera! İçimde ilk görüşten kalma, aşina bir duygu: Ben onu tanıyorum. İki sevdalı hep aynı hisse kapılmazlar mı, birbirlerine önceden rastladıkları, aralarında esrarlı bağlar olduğu duygusuna kapılmazlar mı? Bu aşağılık dünyada ya onun aşkını isterim, ya da hiç kimsenin!