Sadık Hidayet Gönderileri
Sadık Hidayet kitaplarını, Sadık Hidayet sözleri ve alıntılarını, Sadık Hidayet yazarlarını, Sadık Hidayet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"hayır, onun adını asla söylemeyeceğim. çünkü onun o büyüleyici, zarif, sisler içindeki endamının, ardında acılı hayatımın usulca yanıp eridiği o iki parlak gözün artık bu aşağılık, yırtıcı dünya ile bir ilgisi olamaz! hayır, onun adını yeryüzüne ait şeylerle kirletmemeliyim."
Yapı Kredi
Hayat bana tek ve değişmez bir mevsim oldu hep. Bu hayat bir soğuk bölgede ve sonsuz bir karanlıkta geçti âdeta, öyle ki bağrımda hep aynı alev vardı ve o beni bir mum gibi eritti.
Başkalarından ayrılmış, bağımsız bir varlık mıyım? Bilmiyorum. Fakat şimdi aynaya baktım, tanıdım kendimi: Hayır o eski "ben" ölmüştür, çürümüş dağılmıştır, ama işte aramızda hiçbir set, hiçbir engel yok.Hikâyemi anlatmalıyım, ama nerden başlasam? Hayat baştan başa kıssadır, hikâyedir. Üzüm salkımını sıkmalı, ve şırasını kaşık kaşık, bu ihtiyar gölgenin kurumuş boğazına akıtmalıyım... Nerden başlamalı?
Bu ortamda sadece bir avuç hırsız, utanmaz ahmak ve manyağın yaşama hakkı var. Hırsız, alçak ve yalaka değilsen, ‘yaşamayı hak etmiyor!’ derler.
Sayfa 95 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
Ben hiçbir zaman başkalarının zevkine ortak olmadım, sürekli ya katı bir duygu ya da mutsuzluk duygusu engel oldu bana. Yaşam derdi, yaşam sıkıntısı. Ama bütün bu sorunlardan daha zoru da insanlarla uğraşmaktır. Kokuşmuş bir toplumun kötülüğü, yiyecek içecek bağımlılığı, bunların hepsi boyuna gerçek varlığımızın uyanışına engel oluyorlar.
Bir zamanlar onların arasına karıştım, onları taklit edeyim derken, baktım kendimi maskara etmişim.
Sayfa 94 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
Mezarda olan biri için zaman anlamsızdır. Bu oda, hayatım ve düşüncelerimin makberiydi.
Sayfa 44 - Saltokur
Odamın dört duvarı arasında düşüncelerim ve hayatımın çevresine çekilen bu hisarda mum gibi yavaş yavaş eriyorum.
Hayır, yanlış söyledim : Tıpkı ateşin içine düşen yaş bir odunun, ilk atıldığı gibi kalmaması ama diğer odunların ateşinin etkisiyle de kızarıp yanması ve dumanında boğulması gibi.
Sayfa 34 - Saltokur
Lakin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan.
İki sevdalı hep aynı hisse kapılmazlar mı, birbirlerine önceden rasladıkları, aralarında esrarlı bağlar olduğu duygusuna kapılmazlar mı?
Kendimden kaçmak istiyordum. Böyle bir raslantı mümkün müydü?
Ben eski ben değildim; çağırsaydım getirseydim de konuşsaydım onunla, duymaz anlamazdı beni. Yüzü eskiden tanıdığım bir adamın yüzü olurdu da benim yüzüm olmazdı, benim bir parçam bile olmazdı.