Sâib-İ Tebrîzî

0.0/10
0 Kişi
0
Okunma
0
Beğeni
19
Görüntülenme

Hakkında

Bazı kaynaklarda 1010 (1601) veya 1016 (1607) yılında dünyaya geldiği belirtilirse de Kandehar’ın II. Abbas tarafından zaptı sırasında (1058/1648) altmış yaşında olduğu bilgisinden hareketle Tebriz’de veya İsfahan’da 999’da (1591) doğduğu söylenebilir. Babası Mirza Abdürrahim, Tebriz’in önde gelen tüccarlarındandı. Sâib çok küçük yaşta iken ailesi Safevî Hükümdarı I. Abbas’ın emriyle Tebriz’den İsfahan’a göç ettiğinden eğitimi ve yetişmesi bu şehirde oldu. Gençliğinde hacca gitti, dönüşte Osmanlı Devleti’nin bazı şehirlerini dolaşarak İsfahan’a vardı. Ancak kendisini çekemeyen bazı kimselerin Osmanlı sarayı ile ilişkisi olduğuna dair dedikodular çıkardığını haber alınca burada durmayarak Hindistan’a hareket etti (1034/1625). Yolda Herat ve Kâbil’e uğradı. Kâbil’de Nevvâb Zafer Han diye tanınan Mirza Ahsenullah’tan saygı gördü, onu metheden kasideler yazdı. Kâbil’e Leşker Han yönetici olarak tayin edilince Burhânpûr’a dönen Zafer Han, Sâib’i de kendisiyle birlikte götürdü ve Şah Cihan’a takdim etti (1039/1629-30). Şah Cihan kendisini Müsteid Han unvanıyla taltif ederek binbaşı rütbesiyle maiyetine aldı. Sâib’in babası oğlunu almak üzere Ekberâbâd’a (Agra) geldiği sırada Keşmir’e tayin edilen Zafer Han onu da yanında götürdü. Sâib daha sonra babasıyla birlikte İsfahan’a döndü. Ardından Meşhed, Kum, Kazvin, Erdebil, Yezd ve Tebriz’de kaldı. 1050 (1640) yılında Tebriz’de olduğu, Evliya Çelebi’nin bu şehirde görüştüğü âlimler arasında Sâib’i de zikretmesinden anlaşılmaktadır (Seyahatnâme, II, 252). Şah II. Abbas döneminde (1642-1667) onun gözdeleri arasına girdi ve “melikü’ş-şuarâ” unvanını aldı. Ancak Şah Süleyman’ın cülûsu münasebetiyle (1667) yazdığı kasidede kullandığı bir ifade yüzünden gözden düştü. 1081 (1670-71) veya 1087 (1676) yılında vefat etti ve İsfahan’da Sâib Tekkesi adını taşıyan türbesine defnedildi. Safevî Devleti’nin en parlak döneminde yetişen Sâib bir Türk şairi olmasına rağmen Fars edebiyatında yeni bir ekol kurmuş ve Hint üslûbunun (sebk-i Hindî) sayılı temsilcileri arasında yer almıştır. İran, Hindistan, Azerbaycan ve Orta Asya’daki birçok şair üzerinde güçlü etkisi olan Sâib şiirlerinde ince hayalleri, lafız ve mâna sanatındaki mahareti, geniş muhayyilesi ve yeni mazmunlar bulması ile önem kazanır.
Doğum:
1591
Ölüm:
1676
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
گر مرهم دلی نشوی نیشتر مباش.. Eğer bir gönlün merhemi olamıyorsan, neşteri olma
Sâib-İ Tebrîzî
Sâib-İ Tebrîzî
Reklam