Sibel Eraslan Okuma Sırası, Tarihine Göre Kitapları
Sibel Eraslan ilk yayınlama tarihlerine göre kitapları, Sibel Eraslan okuma sırası
Hakkında
Sibel Eraslan (d. 1967, İstanbul) Türk gazeteci, yazar. 1967'de İstanbul'un Üsküdar ilçesinde doğdu. Üsküdar Kız Lisesi'ni (1985), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi (1989). İnsan hakları, kadınların eğitimi, istihdamı ve haklarıyla ilgili inisiyatiflerde görev aldı. Teklif ve İmza dergilerinde yazdı. Bir dönem Vakit gazetesinde de köşe yazıları yazan yazar, 18 Şubat 2011 tarihinden itibaren Star Gazetesi'nde yazmaya başlamıştır. Öyküleri Dergah, Mostar ve Hece dergilerinde yer aldı.
'Ben hiçbir şey değilken beni yaratan Rabbim! Bütün hamdler Sanadır! Allahım, dünyanın zorluklarına karşı bana yardım et, zamanın kötülüklerine ve gecelerin musibetlerine karşı bana yardımcı ol! Ailemi gözet! Bana rızık olarak verdiğin şeyleri bereketli kıl! Beni kendine bağlı kıl! İyi ahlak üzre, beni dosdoğru kıl... Beni insanların insafına bırakma. Beni kendine sevdir ey güçsüzlerin Rabbi! Sen benim Rabbimsin. Senin göklerle yeri aydınlatan yüce zatına sığınıyorum! O zatın ki karanlıklar kendisiyle aydınlanmış, öncekilerle sonrakilerin işi onun sayesinde düzelmiştir. Beni gazabına maruz bırakma. Öfkeni üzerime indirme. Nimetinin kaybolmasından, azabının üzerime gelmesinden, afiyetinin üzerimden silinmesinden, bütün gazaplarından Sana sığınırım. Yakarışlarım Sanadır. Bana yapabileceklerimin en hayırlısını yapabilme gücü ver. Güç ve kuvvet ancak Sendendir!"
Yes'a,
Kraliçe Yesiyis,
Asiye,
ve anne..
Lugatından en güzel kelimeleri tane tane kağıda dökmesi, cümleleri boncuk dizer gibi özenle dizmesi, sayfaların her birinde Nil'in Melikesi'nin bir özelliği...
Sibel Eraslan'ın yüreğinden sağanak sağanak, ılık ılık yüreğime akanlar o kadar güzel, o kadar masumane ki kitapta bir anne sıcaklığı var, yaren
Okulda, derslerde, kurslarda her zaman, her yerde dinlediğimiz, bildiğimiz hadiseler. Dersi geçebilmek için ezberlediğimiz hocaya verdikten sonra sıramıza gidine kadar unuttuğumuz aslında çok önemli ama bizim hakettiği değeri vermediğimiz ayetler ve hadisler. Siyer dersinde yarı uyku halinde olduğumuz, hocanın "dinleyen yok ama genede anlatayım" dediği olaylar... Üç günüm sanki farklı bir âlemde geçti. Biz Peygamberimizi hep hocalardan, anne, babamızdan dinledik. Kaşını gözünü hep bir şekilde kafamızda canlandırdık. Ama hiç Hz. Hatice'den dinlemedik. Ben bu üç gün boyunca peygamberimi bir kere de onun gözünden izledim. O kavurucu sıcağın ardından yağmurun altında Hz. Hatice'nin dizinin dibinde oturarak bekledim peygamberimi, Hira dağına cikarlarken arkalarından bende çıktım, ilk vahiy gelip Hz. Hatice peygamberimin üzerini örterken bende oradaydım. Hz. Hatice'nin, Allah Rasulune olan aşkını o kadar güzel anlatmış ki Sibel Eraslan bir süre Muhammed diyemedim. Elimi ayağımı nereye koyacağımı şaşırdım. Bizim hep"Hz. Muhammed'in ilk eşi Hz. Hatice'dir. Bu evlilikten altı tane çocuk dünyaya gelmiştir." diye iki cümlede anlattığımız olayın aslında sadece bundan ibaret olmadığını, bir ömür olduğunu anlatmış Sibel Eraslan. Hatice'nin altı harfden ibaret bir isim olmadığını; sevgi, saygı, şükür, inanç timsali olduğunu anlatmış. Peygamberimi onun anlatışından dinledikten sonra her Muhammed diyişimde içim cız ediyor artık.
Çok şükür ki yıllar önce 'kardeşlerimi özledim' diyerek bizi kasteden bir peygamberin ümmetiyiz.
Çöl / DenizSibel Eraslan · Timaş Yayınları · 20091,568 okunma
O ki meleği gören,
Hakkında ayet inen,
İftiraya uğrayan,
Hz. Ebubekir'in kızı,
Karasevdalı,
Hümeyra...
Ben Hz. Aişe'yi bir başka severim,
Onun sevgisini bir başka severim,
Onun sevgilisini bir başka severim.
16 yaşında nişanlanmış, 19 yaşında evlenmiş. Efendimizle (s) araları 33 yaşmış. Çıtı pıtı genç bir kızken Allah tarafından kıyılmış nikâhları. İlk evliliğiymiş. Daha çok küçükmüş, kanı kaynıyormuş. O'nun(s) yokluğunda hasta olur, yataklara düşer, varlığıyla yeniden hayat bulurmuş. Çok sevmiş, en çok o sevmiş. Efendimizin (s) hep kendi yanında olmasını istermiş, bunun için çevirdiği küçük çaplı oyunlar onu bambaşka sevmemi sağladı. Kıskanırmış sevdalısını, paylaşamazmış kimselerle. Ablası Esma'nın oğlu Abdullah ile künyeliymiş.
Hz. Aişe'nin yeri bende ayrı. Sanki elimi uzatsam tutacak gibi, arkadaşım, dostum, ablam gibi sanki.
Sibel Eraslan aracılığıyla gözleri olduğum ikinci kadın. Binaenaleyh ne ile karşılaşacağımı az çok biliyordum. O yüzden ilk kitabında düştüğüm hataya bunda düşmedim. Hz. Hatice'yi beklettiğim gibi bunu bekletmedim. Ohh iyi de yaptım. Kitaplıkta beni bekleyen üç tane daha Sibel Eraslan varken okumam gereken klasikler bir müddet daha bekleyebilir.
Hz. AişeSibel Eraslan · Timaş Yayınları · 20141,382 okunma