Vatan, millet, ezan, bayrak diye kükreyenlerin tamamının haçı koltuğundan çıkmıştır. Anarşist, komünist, bölücü ve terörist edebiyatı artık geri tepmeye başlamıştır.
İlk insan topluluklarından, Totem ve çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dinlere ve günümüzdeki “modern” anlayışlara kadar uzanan süreçte, “ahlak, namus, erdem” vb kavramların birer maddi zemini vardır.
Kapitalizmin artı-değer sömürüsünü ve eşitsizlik, özgürlüksüzlük demek olduğunu başa almayan “muhalif” söylemler işçi sınıfı ve emekçilere hiçbir şey anlatmıyor,
Dünyada ve ülkemizde yaşanan krizin kendiliğinden aşılması asla söz konusu değildir. Kapitalizmin krizi yapısaldır. Çürümüş sosyal yapı, sosyal reform yoluyla değil devrimci yol ve yöntemlerle aşılabilir. Kaldı ki Türk burjuvazisi gerici reform dahi yapamayacak bir yapıdadır.
Uluslararası sermaye, kapitalizmin sosyal ömürünü tamamladığını bilmektedir. Kapitalist anarşi bu düzeyde gezegenimize hakim olması, onun teorik haklılığından değil, komünistlerin “vukuatı” yüzündendir de.