İlk başlarda Türkler kahvelerini tıpkı Etiyopyalılar gibi bir yumurta büyüklüğündeki kulpsuz bir fincandan içiyorlardı. Daha sonra bir zat, padişah için daha çok bir yumurtalığa benzeyen zarf isimli bir kahve altlığı icat etti. Topkapı Sarayı'nın mutfak müzesinde, altın ve elmasla kaplı, gündelik hayatta da kullanılabilir çok sayıda güzel örnek bulabilirsiniz. Zamanla Türkler bu altlıkların yan tarafına küçük kulplar ekledi. Sonunda bir Einstein çıktı, kulpu altlıktan ayırarak fincana yerleştirdi ve kulplu kahve altlığı tarih oldu! Günümüzde kullanılan ufak kahve fincanı işte böyle doğdu.