Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Süheyla Bayrav

Süheyla BayravFilolojinin Oluşumu yazarı
Yazar
8.5/10
2 Kişi
21
Okunma
2
Beğeni
1.179
Görüntülenme

Süheyla Bayrav Gönderileri

Süheyla Bayrav kitaplarını, Süheyla Bayrav sözleri ve alıntılarını, Süheyla Bayrav yazarlarını, Süheyla Bayrav yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yazarın bu gizli dünyasına, eserlerinin birliğini yapan iç alemine girebilmek, onun özel­liğini kavramak için en güvenilir yolu da şöyle tanımlar Proust: "Bir yazarın tek kitabını okumak, onunla bir defa rastlaşmağa benzer. Bir defa konuştuğumuz kimsenin deği­şik yanları olduğunu sezebiliriz. Ama, birbirlerine benzeme­yen durumlarda tekrarlanan yanlar ancak ayırıcı ve özel­dir".
Çağdaş eleştiri, yorumların­da, metnin içindeki yapı ve figürleri dile getirerek anlamını bulmağa çalışır.
Reklam
Edebiyatın dille meydana geldiğini, gerecinin dil olduğunu unutamayız. İşte bu olgu üzerinde duran çağ­daş eleştiri "kitap", "eser" gibi terimler yerine "metin", hatta "yazı" sözlerini kullanmayı daha yerinde ve doğru buluyor.
cevabı hayır olsa gerek
Okumada metin kadar okuyanın olgunluğu, ruhsal du­rumu; zevki etkilidir. Okuma, her zaman, bir metinle bir okuyucunun işbirliğidir, dolayısıyla bir yorumdur. Bu sözleri­miz, aslında daha bilinçli bir okuyucu olan eleştiricinin, o günkü ruhsal durumundan, izlenimcilikten, öznel yargılar­dan sıyrılarak iş göremiyeceği anlamına mı gelir?
Doub­rovsky "eleştiri tarihi, metinlerin kaybolan anlamlarının tari­hidir" der ve şöyle devam eder: değersiz metin, tek bir öze, büyük eser ise varoluşa, insanlar yaşadıkça sürekli oluşum gösterecek bir öze sahiptir. Daha başlangıçta esere verilmiş ve yayımlandığı günden beri içinde gömülü duran bir anla­mı meydana çıkarmak söz konusu olamaz: eleştiri arkeoloji­nin bir kolu değildir. Eser, daha yapımı sırasında, değişik ve karşıt anlamları taşıdığı gibi - zaman geçtikçe - yeni görüş açıları, ona başka anlamlar da kazandırır.
Tarihsel Eleştiri
Birimlerin incelenmesinde uyulacak yöntem hakkında bir fikir verelim: soytarı, dönem dönem başka şeyleri belirt­miştir; klasiklerde güldürücü bir motif, romantiklerde ise tra­jik bir motiftir. Soytarının nasıl anlam değiştirdiği yerine kla­sik çağda neye karşı, romantiklerde neye karşı bulunduğu, her sistemin içinde nelerle ilişki kurduğu belirtilmelidir.
Reklam
Bir çağın edebiyatını tanımak için yalnız o dönemde yaşamış yazarları incelemeyi ise, Roman Jakobson yetersiz bularak eleştirir. "Bir çağın özelliği, yetiştirdiği sanatçılar ka­dar sevdiği, esinlendiği eski yazarlar ve eserlerle de açıkla­nır" der.
Tarihsel niteliğini hak etmek için edebiyat tarihleri nasıl olmalıdır
Nasıl davranmak gerekti­ğine ilk değinenlerden biri olan tarihçi Lucien Febvre, Rabe­lais'yi incelediği kitabında şöyle der: Rabelais'yi anlamak is­teyenlerin, onu yaşadığı döneme yerleştirmeleri ve bu döne­mi bütün düşünce akımları ve tutumlarıyla tanımaları, Rabelais'nin aracılığıyla bir dönemi değil, dönemin bütünü içine yerleştirilmiş bir Rabelais'yi ele almaları doğru bir dav­ranış olur.
Yazarın yaşamında yer alan olay ve durumların olduğu gibi eserde yansıtılacağı, gerçekten kanıtlanmış mıdır? Böyle bir bakışımın doğrulu­ğunu kuşku ile karşılayabiliriz. Eser, çoğu kez gerçek yaşan­tının bir aynası olmaktan uzaktır, hatta ona bir tepkidir. İs­tekleri, hayalleri, bastırılmak istenilen duyguları, başka bir planda dile getirdiği düşünülebilir. Öte yandan, kaynak, et­ki, çevre gibi sorunların önemini yadsımak, burada söz ko­nusu değildir. Bunların düşünce ve uygarlık tarihini, psikolo­jiyi ilgilendirdikleri, sanatçı hakkında bilgi verdikleri, met­nin bildirisini açıklamağa yardım ettikleri gerçektir. Ancak, metnin bildirisi ve en önemlisi sanat değeri bu yoldan tam açıklanabilir mi sorunu tartışılmalıdır. Freud, bazı edebiyat ürünlerini incelerken psikanalize katkıda bulunmuştur, ede­biyat bilgisine değil.*
Malherbe, Boileau, v.b. gibi ünlü şair ve yazarlardan başka, eleştirinin gelişmesinde gazetelerin payı büyüktür. Henüz günlük olma­makla beraber, o dönemde yayımlanmağa başlayan gazeteler, başkentlerin sanat olaylarını anlatırken yeni eserleri ta­nıtmaktan, beğenilip beğenilmediklerini haber vermekten, neden beğenildiklerini ya da eleştirildiklerini açıklamaktan geri kalmazlardı. Böylece de, sosyete dedikodularıyla karı­şık bir çağdaş sanat eleştirisinin doğmasına yol açmışlardır.
58 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.