Türk Dili Dergisi

Türk Dili - Sayı 286 (Temmuz 1975) dergisi
Dergi
9.4/10
70 Kişi
387
Okunma
143
Beğeni
3.981
Görüntülenme

Öne Çıkan Türk Dili Dergisi Gönderileri

Öne Çıkan Türk Dili Dergisi kitaplarını, öne çıkan Türk Dili Dergisi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Türk Dili Dergisi yazarlarını, öne çıkan Türk Dili Dergisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyada kadın saçı kadar değişken bir şey yoktur.
Sayfa 15
Monna Rosa yayımlanmadan önce gelen ziyaretçilerden kimi cahil cesur olur kabilinden kimileri de saflığından şiirin hikâyesini Üstat’a sorduklarına sayısız kez şahit oldum. Bazen bunaltacak derecede ısrarla akrostişi söz konusu ederlerdi. Üstat zaman zaman “Benim şiirimle beni sigaya çekmeye çalışıyorlar.” derdi. Bu sorular Monna Rosa yayımlandıktan sonra da devam etti. Diriliş’te çalıştığım süre boyunca benim aslını bilebileceğim düşüncesiyle olsa gerek, bana en çok sorulan sorulandan biri hatta yegâne soru “Monna Rosa” ile ilgili tecessüslerini ifade edenlerdi. Bugünden baktığımda yolda izde rastladı- ğım birçok kişi, aydın dediğimiz insanların Diriliş ve Sezai Karakoç hakkında yegâne öğrenmek istedikleri şeyin bu konu olduğunu hatırlıyorum. Verdiğim cevaplardan bana inanmadıklarını da anlıyordum. Doğrusu hiçbir zaman merak edip sormadım kendisine, belki eğitimim gereği esere bakmak, eserin söylediğine kulak vermek onu esas almak gerektiğini düşünür, bu düşüncelerimi de örnekler üzerinden soranlarla paylaşırdım. Üst bir dil, ifade biçimi olan şiir bizi ikna edemiyorsa şu veya bu şekilde yaşanmış bir şey bizim ne işimize yarayacak? Bu hikâyelerden örnekler her yerde ve birçok kişide çeşit çeşit varken, hatta mevcut hâlleriyle sıradanlığa düştükleri hâlde, şiirin ışıltısı ve sunduğu güzellikler niçin tecessümüze yenik düşerler? Burada esas olan sanat eserinin kendisi değil mi?
Reklam
Emine Batar
Aynı evde üç yabancı... Evin odaları gibi her birimizin duvarları kendi içine bakıyor. Kaçıyorum.
Türkler, İslamiyet'i seçse de bu hemen olmamış; İslamiyet, Türkler arasında hemen hızlıca yayılmamıştır. Ayrıca Türkler Şamanizm'e, eski inançlarına dair anlayışları yaşatmaya devam etmiş; Anadolu'ya gittikleri coğrafyalara da taşımıştır.
Sayfa 124 - Türk Dil Kurumu - Aralık 2020 - AnkaraKitabı okudu
"Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar."
Sayfa 42 - Türk Dil Kurumu - Aralık 2020 - AnkaraKitabı okudu
Şiire bakmayıp dedikodusuyla uğraşmak şiirden anlamayanların harcıdır. Bu benim için de bir testtir. Monna Rosa şiiriyle değil de hikâyesiyle ilgilenmek onun dedikodusuyla uğraşmaktır. Buraya gelenler eğer şiiri değil de hikâyeyi soruyorlarsa nasıl bir okuyucu olduğunu ele veriyorlar bizim için. Onlara diyorum ki: Sizi ilgilendiren hikâye ise hikâye çok. Şiiri bırakıp hikâye arıyorsu- nuz. Şiiri bırakıyor şiir için anlatılan hikâyelere bakıyorsunuz. Aslolan şiirdir.
Reklam
Ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara” Benim yaptığım da bir yorum olacak neticede. Demek istiyoruz ki: Günah ne kadar beyaz olabilirse ben o kadar beyazım. Sen kara olamazsın, sen suçlu olamazsın, sen kötü olamazsın demek istiyorum. Yani ben daima günahkârım, ben de kendimi aklamıyorum, ne kadar aklamak istesem olmuyor demek istiyorum. Tersinden de düşünebiliriz. Zıt şeyi, zıtla ifade ediyorum. Bu bilimde olmaz ama sanatta olur. Şair oradaki birinin ağzından konuşuyor bura- da. 3. [bölüm]de şair kızın ağzından konuşuyor. Kız günahkârım diyor. Sende bir kötülük yok, suç bende diyor kız. Kendi kendini suçluyor, kar- şısındakini aklıyor. Zaten doğrusu da o değil mi? İnsan karşısındakini aklar.
"İçkanama"
Sökemedin gitti bu hayatın, bu hayat denen arbedenin dilini..
"Gökte güneş içten ettiğim âhın ateşinden bir kıvılcımdır; yerde deniz benim gözyaşımın tûfanından bir kalıntıdır."
"Uyanınız! Kendinizi biliniz. Hayvanlar gibi gayesiz, teşkilatsız, medeniyetsiz yaşamayınız. Bir millet olunuz..."
Sayfa 55 - Türk Dil Kurumu - Aralık 2020 - AnkaraKitabı okudu
733 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.